Gel benim ömrümün ümit çiçeği,
Gözyaşlarımla sulayayım, aç beyaz beyaz,
Gel hayatımın en güzel çiçeği,
Yağmasın gönlüme kar, beyaz beyaz.
..
An beyaz...!
Gecenin dibindeydi üslubunda yıldızlar
Asırlara nihayetini söylerken
Çizili kalmıştı mahşerde sonsuzlar
Yüreğim kuşansada ikrar siyahlar
Soluğuna uzanırken ay beyaz
..
856
BİR BEYAZ DAĞSIN 4
Bir beyaz dağsın mor çiçeklerle kaplı
Süslü eteği
Başı hep bulutlarda karlı dumanlı bildim bileli bembeyaz
..
Kar beyaz değil gülüm
Ağzımın tadı-tuzu kalmadı
Acılarım büyük
Kar beyaz değil gülüm
İslam ülkelerinde savaş var savaş
..
Beyaz güvercinim yollarda mısın?
Takatim kalmadı, getir sevdamı.
Sarı başaklarda dallarda mısın?
Beyaz güvercinim getir sevdamı.
..
Siyah beyazdı hayatımız eskiden.
Siyah beyaz bakardık renkli gözlerden
Yaşama dair ne varsa...
Siyah, devlet...
Beyaz, hizmet demekti o zamanlar...
Siyah, çatık kaşlılar,
..
nasıl sevdiğimi soruyorsun
sakinken sarsardı,
sönerken yakardı,
yıkarken yapardı
tenden öte çürürken
bir bahar nefes olurdu
..
Nihayet gelebildin yarım satir bekliyorum nerdeydin diye geçirdim içimden. Ama hemen önümdeki orta boylu beyaz gömlekli kız benim gibi yapmadı. Ağaç ettiniz bizi sabahtan beri bekliyoruz, bir otobüs mü var bu hatta dedi. Şoför umarsız bir tavırla gayri ihtiyari bir bakış attı kapıları kapattıktan sonra yola devam etti. Otobüs ağzına kadar dolmuştu güç bela beyaz gömlekli o kızla arkaya doğru ilerlemeye çalışıyorduk. Bize göre sol taraftaki koltukta bir genç oturuyordu,hayır! Daha 18 de bile yoktu herhalde genç olamaz o daha çocuktu. Peki çocuksa elleri neden bu kadar nasırlıydı? Öylece oturuyordu bir şeyler düşünüyordu aslında düşünüyor mu ölüyor mu bilmiyorum hem düşünecek neyi olabilirdi ki bu kadar dalmıştı neydi onu alıp çok uzaklara götüren. Hemen yanında ayakta duran yorgunluğu gözlerinden okunan teyze o çocukla gençlik arasında kalmış delikanlıya bakıyordu gözlerindeki yorgunluğu fark etmesini ve kendisine yer vermesini bekliyordu. Delikanlının hiçbir şey umurunda değildi ne o teyzenin gözlerindeki yorgunluk izleri ne o kot pantolonundaki saç yağının açtığı delikler nede dünden kalma üzerinde taşıdığı amonyak kokusu. Belikli kuyumcu atölyesinde çalışıyordu işaret ve başparmaklarının uçları cila yapmaktan incelmiş birazda parlak duruyordu ve tabi ki tırnaklarının arası siyah lekelerle doluydu. Bir saniye dedim teyze biraz düşünsün biraz ölsün belli ki gece uyuyamamış birazda uyusun sana yer verecektir diye geçirdim içimden. Tekrar yanımdaki orta boylu beyaz gömlekli kıza dönmek zorundaydım. Çünkü az önce beni savunmuştu şoföre hesap sormuştu bizim için, neden ağaç ettiniz bizi demişti. Aslında o hesabı benim sormam lazımdı neden ülkemin beyaz gömlekli güzel kızlarını bekletiyorsunuz demeliydim yeterince beklemediler mi bizim Çanakkalelerden, Sakaryalardan dönmemizi. Gecikirsek gelmezsek ağladıklarını bilmiyor musunuz demeliydim sonra” Nene” hatunun peşine takılıp bize yardıma geldiklerini unuttunuz mu demeliydim ama diyemedim işte.
Elinde pahalı markaların birinin gösterişli bir poşeti vardı biraz eskimişti belki bir yenisini bulsa yada daha pahalı bir marka poşeti bulsa değiştirecekti ama yoktu işte şimdilik bununla idare etmek zorundaydı. Ve biliyor musunuz o poşette o markaya ait bir tişört ya da herhangi bir şey yoktu. Belki sabah çıkarken annesinin hazırladığı ekmek arası bir şeyler vardı ya da çalışırken giydiği önlüğü. Kahretsin birazdan yine o can sıkıcı atölyeye girecekti konfeksiyon atölyesine yine o aynı şey olacak ille de Müslüm, Orhan, Ferdi ille de arabesk dinleyeceklerdi çünkü patronlar usta başları böyle istiyordu.
Bu sistem beni ve ülkemin beyaz gömlekli güzel kızlarını öldürecek. Neden yaptığımız işlerden utanmamızı istiyorlar neden Müslüm, Orhan, Ferdi dayatması neden bu markaların poşetlerine saklıyoruz yiyeceklerimizi taşıdığımız poşete göre mi değer veriyorlar bize anlayamıyorum anlamak istemiyorum.
Şu an önümde duran orta boylu beyaz gömlekli güzel kız az önce beni savunmuştu hiç tanımadığı birin savunmuştu. Düşünecek daha önemli şeyleri vardı elindeki mavi renkli cüzdanı, siyah çantası, kahverengi ayakkabısı ve aynı renk kemeri… Üzerindeki bu renga renk uyumsuzluğu bir an önce gidermeyi düşünmeliydi belkide. Belkide bu ay sonu biraz kendine para ayıra bilirse çantası ve cüzdanı ayakkabısının renginde olacaktı. Oysa tüm hayallerini hüzünlerini düşüncelerini bir kenara bırakıp bir anlıkta olsa beni savunmuştu bu yüzden bir teşekkür borçluydum kendisine. Ona doğru döndüm bakışlarımı fark etmesi istiyordum ki bi an o da bana doğru döndü gözlerinin içine baktım teşekkür ederim diye geçirdim içimden…
“Allahım lütfen ülkemin çocuk yaştaki gençlerini ve beyaz gömlekli güzel kızlarına yardım et…”
..
Durun beni bırakıp gitmeyin beyaz bulutlar
Siz giderseniz yok olur hayalimdeki umutlar
Ah nerede o çocukluğumdaki beyaz umutlar
Herhalde, çocukluğumdakiler beni unuttular
Ah gökyüzünde gördüğüm, o beyaz bulutlar
Karlı dağlar zannettiğim, kar beyazı bulutlar
..
BEYAZ PAPATYANIN SEVGİSİ
Beyaz papatya hasret dolu bir şekilde sevdiğini beklerken,birden çıkagelir sevdiği,öylesine özlemiştirki aşkını,öylesine susamıştırki sevdiğine..
sevdiği derki beni gerçekten özledinmi?
beyaz papatya bak der yağan yağmurlardan bile sakındım kendimi özlem gözyaşlarım yetti beni yaşatmaya geleceğini bilmek yaşattı beni.ama artık senin sevgi suyuna ihtiyacım var der
peki der sevdiği....beni gerçekten seviyormusun?
beyaz papatya şaşkındır öylesine beklemiştirki sevdiğini hiç bir fırtına sökememiştir kökünü,hiç bir sele yenilmemiştir... sevgisinin gücü öylesine büyüktürki yaşayacaktır sevdiği gelene kadar... verdiği söz uğruna bekleyecektir onu... can suyunu getirene kadar...
beyaz papatya derki neden bunu soruyorsun bak ben seninim..sonsuza kadarda senin kalacağım....
..
Semadaki ayın kalmaz mehtabı,
Huzur âleminde sonsuz hitabı,
Kâinat dilinden okur kitabı,
Gönülde nur açar beyaz geceler,
İnsan kalmaz naçar beyaz geceler,
..
Beyaz, çok beyaz, bembeyaz
Denize doğru uçuşan duvak
Ufka dalan bir çift göz
Kana bulanan gelecek!
Beyaz, çok beyaz, bembeyaz
Bedeni saran Fransız danteli
..
Ben sensizim ey can bende dir hüzün,
Sen benim ak gülüm sen iki gözüm.
Bahcemize bir gül diktim hem beyaz,
Beyaz gül üstüne gel sevdamı yaz.
Ayrılık demekmiş gülün beyazı,
Oysaki semboldür barışa beyaz.
..
Kış geliyor
İçim dışım bembeyaz
Hoş geldin diyeceğim
Kış beyaz sakallı dedem
Kış beyazlığı işle nakış nakış
..
Boz dumanlı yelelerin kabarmış;
Bağrında çiçekler gülüyor dağlar.
Duman duman saçların da ağarmış;
Beyaz beyaz yüzün gülüyor dağlar.
Yücelerin aslanların otağı;
O gül bağrın ceylanların yatağı;
..
Hayatı nasıl yaşadığın değil...nasıl baktığın önemlidir....
Siyah beyaz günlerde mi hayatımız renkliydi.....
Yoksa renkli günlerde mi hayatımıza siyah beyaz perdeler çekildi.....
Gözümüze çekilen bu perdeler birer gerçek miydi?
Yoksa ihtiraslarımıza yenik düşen nefsimizin bir eserimiydi...
..
Tane tane kar yağiyor
Arada rüzgarın esintisi
Savruluyor tane tane
Yüzüme çarpiyor beyaz kar taneleri
Kızılay çadırları kurulmuş
Kirli beyaz bir renk
..
SEN BİR MELEKSİN
Sen bir meleksin canım, sen bir melek,
Beyaz bulutlardan gelen, beyaz kelebek,
Göklerde uçarsın, her yardıma koşarsın.
Sen bir meleksin canım, sen bir melek.
..
Gidersem hiç bekleme geri dönmem demiştin
O son görüşmemizde bana beyaz bir gül vermiştin
Hani çok seviyordun,hani yemin etmiştin
Beni de bir gül gibi soldurdun da gittin.
İnan dolmadı yerin kuru bir çöl gibiyim
Ben benden çok uzakta,sanki hep seninleyim.
..
Beyaz Gül
izne çıkmış bir selamın
sevincinde beyaz gül
ince ince sızılarının
lanetlenmiş karanlıklarından
gül(ü) veriyor hayata beyaz beyaz
..