BEYAZ ŞİİRLERİ

Benim Beyaz bir Şemsiyem vardı yağmur yağarken ıslanmamak için almıştım
Ama hiç kullanmadım çünkü yağmurda yürümeyi seviyordum
Sonra yağmurdan korkar oldum, çünkü ben yağmuru değil seninle yürümeyi seviyormuşum
Bunu da sen gidince yağmurda beyaz şemsiyemi açmaya çalıştığımı fark edince anladım
..

Esmer ela gözlü 1.80 boyu zayıf bir gencim Daha yeni üniversiteden mezun oldum güzel sanatlar mezunuydum henüz iş bulamamıştım arama çabasındaydım okulumuzda bir duvara karikatür resmi çizilecekti ve bu işi bölüm şefi olan emre bey bu işi benim yapmamı istedi aslında görevim bu değildi ama onu kırmak istemiyordum ve işi kabul ettim işi kabul etmemin sebebi birazda gönül işimdi okul bitmişti benim ama onu biraz daha görebilmem için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı sabah olmasını zor beklemiştim olsa da görsem diye kapıdan içeri girdiğinden itibaren gözlerimi ondan alamamıştım onun üstünde kısa siyah bir etek beyaz bir buluz siyah çanta ve ayakkabısıyla öyle güzel görünüyordu ki anlatılmaz bir güzellikteydi hele o beyaz tenine yakışan dağınık saç modeli çok hoşuma gitmişti o bu kadar güzel iken benim üstümde turuncu boyacı tulumu yüz göz boya içinde tıpkı zengin kız fakır oğlan olmuştuk iş hiç bitsin istemiyordum bu yüzden yavaş yapıyorum ama patron yarına kadar bitmesini söylemişti o gece sabaha kadar uyumamıştım aklımda daha adını bile bilmedim bir kız elimde fırça bir şeyler çizmeye çalışıyordum işte iş sabaha yakın bitmişti uyuyakalmıştım etrafımda ki seslerden uyanmıştım herkes yaptığım resme bakıp konuşuyorlardı bende çizdiğim resme baktığım da inanamadım gözlerime öylesine içime işlemiş ki yarı uykulu halimle bile ikimizin resmini çizmiştim herkes yorum yaparken ben etrafıma bakıyordum arkamı döndüğüm de tam arkamdaydı göz göze gelmiştik bundan başka fırsat olamazdı ona ikimizin resminin ona hayatımın sonunda kadar bana nefes olur musun dedim o an sanki konuşamadı
Diller konuşmasa da gözleri anlatıyordu her şeyi sadece o an evet diyebildi işte tanışmamız böyle oldu o günden sonrada resme daha başka bir aşk ile baktım şimdi yaş 60 yolun yarısı neredeyse ama o anı daha dün gibi hatırlıyorum eğer o gün sussaydım bugün bunları yazıyor olmazdım her anın kıymetini bilmemiz lazım hiçbir fırsatı görmezden gelmemeliyiz hayat bize ikinci sansı vermeyebilir … :) :) :)
..

Sahibini arayan dizeler dökülüyordu
bir beyaz kağıda.
Ve yoksunluk damarlarında dolaşan
bir beyaz güvercin...
..

Siyah
kirlenme ise
beyaz da
kirlenmenin habercisi


beyaz
..

Telefonla gönder sevgi mesajın
Seni çok özlüyor seviyor Hacı' ın
Görmek istiyorum başında tacın
Beyaz tül içinde gelin ol bana

Hasret gönlüm sana aşkla örülü
Seni çok sevdiğim göze görülü
..

Adını yazdığım elim kırılsın
Adını söyleyen dilim yansın
Benim gözlerimde akan yaşımsın
Ağaran saçımın beyaz telisin

Sana söylediğim türkülere
Sana yazdığım öykülere
..

Şehrime kar yağıyor,
Tane tane yağıyor,
Beyaz güller serper gibi.
Ana o güller ki soğuk ve kokusuz.
Şehrim sesiz uykuya dalmış gibi
Bana yalnızlığı hatırlatıyor
Ve de umutsuzluğu
..

Uzun duvarlar gördüm.
Soğuk beyaz duvarlardı.
Üstünde amaçsız balyoz izler.
Yasak şeylerin yığınında bir duvar.
Soğuk beyaz duvarlar.

Hiç olmayacak kadar inceydi.
..

Konu:Ölüm,Hayat,Umut..

Önce zülüf saçını yaladı geçti
Birinci kurşun
İkincisi bir tel kirpik kopardı gözlerinden
Üçüncüsü göğsüne saplandı
Düştü umutlarıyla
..

Yine cıvıl cıvıl bir ilkbahar sabahına ev sahipliği yapan karşıyaka iskelesinde saat on’u çeyrek geçiyordu:
Sen ve ben oturduğumuz banktan klasik deniz manzaralarını seyrediyoruz…alsancak ve konak kordonundaki gezen insanları seçebiliyorduk…’’en çok yunusu hangimiz göreceğiz bakalım’’ diyorsun bana….beyaz tüylü hırçın martılar ise suya atılan simit parçacıklarını kapma savaşındalar…içimizi körfez havasıyla doldururmaya devam ediyoruz…sancak ve iskele tarafına asılmış şanlı türk bayraklı feribotlar geçiyor önümüzden…annesinin elinden tutmuş beş yaşlarında bir kız çocuğu görüyorum iskelede….heyecanla denizi seyrediyordu…iştahla ısırdığı simidin tadında seviyorum seni….
Bu yılki şampiyon biz olmuşuz…ben mehmetçik yeşili sen bayrak kırmızı giymişsin…direkten direğe gerilmiş kırmızı yeşil flamalar sevinçle dalgalanıyor…şehrin üzerinden yükselen kutsal dağlara dalmışken goruyorum seni…beni hiç sorma…sanki dokuz eylül sabahında hasan tahsin’in askeriyim…yaşlı gözlerinle beraber iki cümle düşüyor dilinden…’’izmir’in dağlarında çiçekler açar’’altın gümüş ordu ateşler saçar’’….savaş alanında yürür gibiyim bir avuç yunanlı kovalıyoruz…sağ yanıma düşen top mermisi,sol yanımdan vızıldayarak geçen mavzer kurşunu…burnumdaki barut kokusu tadında seviyorum seni….
Aşıklar yoluna doğru ilerliyoruz…çiçekçi kadından naçizane kırmızı bir gül alıp sana veriyorum…önümüze çıkan beyaz ve tek at’lı kırmızı bir faytona bindik…başın omzuma düşmüş…büyük büyük mis kokulu akasyalar ve çınar ağaçları geçiyor yol kenarlarından…gökyüzünü görmeye çalıştıksada nafile…yeşilin maviye olan husumetini ilk burada gördük…sadece güneş ışıkları göz kırpıyordu yaprakların arasından…aşk yolunda ilk durağımız karşıyaka’nın incisi bostanlı…dondurmalarımızı alıp devam ediyoruz…dilimde eriyen dondurma tadında seviyorum seni..
yol kenarında muntazam sıralanmış yemyeşil bahçeler..fasıl türünden melodiler kulaklarımızı dolduruyor…hafiften ruhumuzu okşayan bu nameleri arıyoruz..açık kahve duvarlı,sarı pencere kenarlıklı bir konak…buğulu bir ses yükseliyor ikinci katın açık pencerisinden..galiba bu şarkıda seni daha çok seviyorum…’’her akşam güneşin battığı yerden’’gözlerin doğuyor gecelerime’’…dinleyip huzur bulmak için iniyoruz faytondan..ziyaretcisi var denip geri çevirdiler bizi…uzak diyarlardan onu dinlemeye gelmişler…kulağımdaki uşşak tadında seviyorum seni…
yolumuza bu şarkıyla devam ediyoruz…kendimizden geçip maziye dalmışız..sessizliğe şiddetle çarpan beyaz atın nal sesleriyle kendime geliyorum..büklüm büklüm siyah saçların gül yüzünü kapatmış…parmaklarımın ucuyla onları aralayıp seni seyrettim…biçimli kaşlarını,sevimli minik burnunu ve masumane birleşmiş dudaklarını…alnına düşen minik bir buse ile gözlerini açtın…kemeraltı’ndan aldığım nadide kolyeyi boynuna takıyorum…ardından nemli dudaklarını yanağımda hissediyorum…tenimde sıcak bir buse tadında seviyorum seni…..

..

Bütün renkler;
Kar yağınca dansa başlar
İpeksi kanatlarıyla süzülür melekler,
Gece maviye döner,
Mavi sarıya
Siz beyaz görürsünüz.
Bütün renkler;
..

Görmüştüm seni seke seke giderken.
Gözlerinle beni inceden süzerken.
Sanki kuğu gibi göllerde yüzerken.
Bir beyaz güvercin, omzumda tünerdin.

O güzel renginle beni fetih ettin.
Boynunun inceliği kılıçtan keskin.
..

Barışla geldim sana
Sarındım beyazlara
Beyaz güller getirdim
Dağıttım karanlığa

Karanlık aydınlandı
Barış dört yanı sardı
..

Beyaz kumrular kondu, sen yoktun
Sensiz masamın baş konuğu oldular
Seni andık sensiz, senin sesinden bestelerle
Sana selam saldık, kuş dili tariflerle

Beyaz kumrular geldi, sen yoktun
Umut getirdiler bana, yarın oldular
..

kardeşim ne olur orta yere çık
getirip sineye bahar ile yaz
gitmesin bu dünya gözlerim açık
bana bir şiir yaz kar kadar beyaz

derviş edasıyla üfle neyine
nüfuz et akabi kafa beyine
..

Kanla yoğrulmuş etten kemiktenim.
Bir yanımda Maraş bir yanımda tenim.
Ölmekte varsa uğurda gel birlikte ölelim.
Gel beraber giyelim beyaz kefeni memleketim.

Şeref Dere şahit olsun gamını ben çekerim.
Sana en güzel kokulu gülü seçerim.
..

beyaz röno

diyarbakır güne bakar
acının helezonları
bütün şehir
bir beyaz röno geçer

..

Bütün renkler biraz beyaz

sizin için çocuklar üşümeyin diye
uzanıp alırlar göklerden
güneş doldururlar yüreklerine
bütün anneler biraz
ne zaman boyattın anne
..

Karlar hep beyaz yağar,
Bu memleketin üstüne,
Yazgısı karadır,ne çıkar,
Umutlar ekilir, umut üstüne...

Karlar hep beyaz yağar,
Beyaz ve döne döne,
..

Güller Arasında Beyaz Gülüm Yok

Has bahçe içinde sarı gülleri
Güller arasında sarı gülüm yok
Arzularım okşayıpta kokmayı
Güller arasında beyaz gülüm yok.

..