Gün boyu insanlara sabreden güneş,
Öfkeden kıpkırmızı kesilir önce
Sonra da çekip gider
Kısık adımlarla sessizce...
Sonra,
Tek rengi yudumlar gökyüzü
Harf harf
Hece hece
GECE.....
Tüm renkler, yeşil, sarı hepsi korkar saklanır
Bu karanlık savaşta yalnız beyaz aklanır
Ne var ki gaddar gece, kuşatmıştır sinsice
Fakat ezip boğamaz, esir alır sadece...
Dertlidir beyazdan, beyaz olandan yana gece
Issız çehresini bürüyen karanlıklar sağanağında
İnadına ay,
Artık silip atamadığı
Yürüyen bir güneş yanığıdır, sağ yanağında...
Meydan okurcasına büyüyen bu güce
Yıldızlar da inadına sivilce...
Burda başlar işte bütün bilmece:
Yüce olan hangisi, hangisi kalmış cüce?
Bilmece gülüşlü işkence.
Gecenin avucunda kıvrınan bir son mudur beyaz?
Yoksa beyaz sunan bir garson mudur gece?
Gecenin ihtişamını çizen bir fon mudur beyaz?
Yoksa beyazı boyayan bir 'YOK' mudur gece?
Yüce olan hangisi, hangisi kalmış cüce?
Sorular, sorular, sorular daha nice...
Ulaşılmaz sanılsa da netice,
Cevabı,
Galiba her ikisi de olmayan bir
İMECE
BEYAZ VE GECE
(Acıbadem, Mayıs 1998)
Kemal BudakKayıt Tarihi : 13.5.2006 20:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kemal Budak](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/05/13/beyaz-ve-gece.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!