uykusuz
bir dağ öksürüğü hırçınlığında gecenin moru
oturmuş bir yıldızın eteğinde düşünürken
rastladım ona
beyaz bir mendilin siyah çukurunda
el açmıştı gözleri Tanrı'ya
ne diliyordu kim bilir
elimden gelse uyku olup göz kapaklarını örterdim
firuze bir gölün nilüferlerine uzatırdım ruhunu
saçları uzamış bir akasyanın kollarında
yeni doğmuş bebekler gibi
açardı gözlerini
o uyanırdı
ben aşkla düşerdim dudağına
kurak ellerimle tutup öperdim suyu
öperdim çatlamış kalbindeki ince sızıyı
dokunurdum her çiçeğin turuncu öksesine
ağlardı arıların ipeksi kanatları ağlardı sarı çimenler
açardım tüm çıkmaz yollarını koşardı
çalılıklı yemyeşil korulara
meftunu olmuş geceleri gündüzlerine nispet
yolum düştü yoluna zaman daralmakta
ellerinin arasına bıraktım toprak rengi ellerimi
saklı bir gömü gibi aşkın gizi- çözerse eğer
yansıması vurur ölümle yaşam arasında
durur zaman
isterse uzanır aşkla gelen günlerin tatlı rehavetine
ya da boş verir
gözlerinin mezarlığına ay tutulur
baykuşlar öter beyaz mendilli siyah gecelerine
benimse buz çiçekleri dolanır vedasız yalın ayaklarıma
uyur ellerimde kalbi
17022024
14:42
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 18.2.2024 12:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bilmenin ve anlamanın yetmediği
çok ötelerden sesleniyorum
bir göl kurumasın çölünü yeşertirken …”
çok teşekkürler..
TÜM YORUMLAR (2)