Aşka gelen İstanbul
Yapraklar serpiştiriyor üstümüze
Gökyüzünün beyaz güllerinden
Yollarımıza halılar sererken
Rüzgarın frekansındaki şarkı Sezen'den
İstanbul İstanbul olalı...
Ağaçlar gelinliğini giyerken
Daldaki minik serçenin titremesi
Aşk kırıntılarının tükenmesinden.
Aldırış eder mi buna çocuklar
Serseri kurşunları ellerinde
Tebessümlerinin içindeki kalplerinde
Zikzak çizerken doyumsuz keyfe.
İş yerinin önünde çayını yudumlayan
Amcanın mutluluğuna diyecek yok
Nefesinin dumanı karla dans ederken
Perdenin arkasındaki bilinmese de.
Paytak paytak iz bırakan adımların
Kimileri kaygan zeminin azizliğine uğruyor
Ben de dahil, kahkaha atarken komşuma.
İstanbul ağız birliği etmişcesine
Beyazı giydiriyor hepimize
Kelebeklerin ömründen ömür biçerek.
Masumiyetin incileri dizilirken kirpiklerimize
Yürüyen kardan adamlar şiir gibiler.
Beyaz İstanbul'un beyaz gününde
Köprünün iki kolonu arasındaki evsizin hali
Siyahın can çekişen tablosu.
Siyahın can çekişen tablosu kadar
Kimse özlememiştir güneşi bu denli.
Kayıt Tarihi : 10.1.2015 00:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!