Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime, usul usul okşadım
Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım
Bembeyazdı tüyleri,öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına;dur,gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim
Duydum;avuçlarımda sıcaklığını
Duydum;benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim, serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim
Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım,gözlerim dopdoluydu
Bir name yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir name yükseldi,güzelden beyazdan
Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manasını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış
Kayıt Tarihi : 26.6.2000 19:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Körün görebildiği şey, çarptığı yerden ibarettir...
Gözünü kapali tutana etrafı anlatmaya gerek yok...
Osmanlıya ve bilhassa da Yavuz sultan selim hana düşmanlığın ve ona "zorba" demen senin bir safevi/İran (şii) ajanı olduğunu gösterir ki, Osmanlıyı en çok uğraştıran Şiir İran ve onun Anadoludaki ajanlarının çıkardığı isyanlardı.
Afetleri, tufanları, sel felaketlerini ve cümle semavi ve arzi afetleri, felaketleri, yapan kainatın ve dünyanın yöneticisi olan Allah'tır ki, bütün bu olanlar ve istikbalde olacak olanlar ezelde yazılıp, ana kader kitabı olan Levh-i mahfuz'a kaydedilmiştir. Bunlardan birisi de geçen günlerde senin o çok sevdiğin Kefere Amerika'nın Teksas eyaletinde oldu ama dünyaya hükmettiğini sanan Amerikan hükümeti bu afetleri önleyemediği ve yüzlerce kişinin ölmesine mani olamadığı gibi şu anda kayıp olan yüzden fazla vatandaşını bile bulamıyor. Sence bunun adına kader denmez de ne denir bay Vezir?
Daha önce de dediğim gibi, o kadar cahil bir herifsin ki, kullandığın Arapça ve Osmanlıca tabirlerin manalarını bilmeden ve kelimeleri bir birine katarak atıp savuruyorsun! Gerçek bir Müslüman, dini konularda ve edebi mevzularda önce işin doğrusunu öğrenir sonra bunları piyasaya sürer ama sen kelimeleri ve tabirleri aşure çorbasına çevirerek bir kavram anarşisine sebep oluyorsun. Sana tavsiyem, önce her şeyin doğrusunu kaynağından öğren ve konuştuğun zaman da delilli bürhanlı konuş! Yoksa işin ehli ve konunun uzmanı olanlar seni b rezil rüsva ettikleri gibi, yalan ve yanlışların ve de iftiraların için de öbür alemde Hakimler hakimine hesap verirsin!
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (18)