Amasya'da çifte minareli bir cami.
Tarihi mi tarihi.
Şadırvanına güvercin konmuş...
İmaret'in bahçesi.
Tedirgin kanat çırpışlarıyla çevreyi inceliyor.
Rengi beyaz, buralı değil, İstanbul'dan gelmiş.
Eyüp Sultan'ın avlusunda yaşıyormuş.
Çok sıkılmış, tedbil-i mekânda fayda var deyip düşmüş Anadolu yollarına.
Yolculuğu sırasında dört bir yanı dağlarla çevrili kent dikkatini çekmiş.
Bir de nazlı nazlı su akıyormuş tam ortasından.
Adı: Yeşilırmak.
Çok beğenmiş dağları taşları.
Âdeta büyülenmişcesine turlamaya başlamış şehrin üzerinde.
İnsanlar sakin, yavaş yürüyorlarmış.
Epeyce gezinip durmuş, köprülerin gölgesinde.
Saat kulesinin balkonunda mola vermiş.
Uzunca bir süre az ilerideki meydanda arpa mısır tanelerini yiyen soydaşlarını izlemiş.
Onlarda da insanlar gibi telaş yok, dingin ve aheste...
İstanbul'daki cami avluları gelmiş aklına.
Vahşi kalabalıklar, curcuna.
Aç kurtlar sofrasında karın doyurmak ne kadar da zor!
Ortamı çok beğenmiş, buralara göç etmeyi bile geçirmiş aklından.
Anında da vazgeçmiş, yapamam demiş...
Alıştım ben metropol yaşamına, kalabalıklar içindeki yalnızlığıma.
Ayrıca rengim beyaz, griler arasında dikkat çekerim, tuzak kurup yakalarlar beni, kapatırlar kafese.
İşte o vakit dayanamam esarete, kahrımdan tez zamanda ölürüm.
Oysa özgürlüğüme düşkünüm, ayrıca ben insan değilim ki...
Biat edemem, kimsenin egemenliği altına giremem, benim evim cömert alanlar.
Üç beş darı için asla gerdan kırıp takla da atamam.
Dolayısıyla insan evlâdını rol model alamam.
Bak şu kuşa, kuş aklıyla ders veriyor insan oğluna.
Olsun, öğrenmenin bilginin adresi yok.
Yeter ki sen de kuş olmayı becer, yepyeni ufuklara yelken aç, kanat çırp aydınlık yarınlara.
Ama kuş masumiyetin simgesi, yeryüzünde olan bitene tepeden baktığı için görüş açıları geniş, odaklandığı hedeflerin önünü arka plânını görüyor.
Ötmeden önce kırk kere düşünüyor.
Zeka özürlü dangalaklar gibi Uludağ Gazozu içmiyor...
Cirmiyle övünerek ''Barış'' sembolü olmaktan gurur duyuyor.
Bir de zeytin ağaçlarına hayran, madencilere düşman.
Gel de güvercinleri kafeslere kapatan lüzumsuz varlıklara katlan!
Tabii benim de aklımda Melih Cevdet Anday satırları:
''Dünyaya bir daha gelirsem ağaç olmak isterim; ama keserler, yakarlar.
Kuş olarak gelmek istesem de vururlar...'' diyor.
Öyleyse büyük ustanın endişelerine katılmakla birlikte son çeyrek yüzyılın
zalimine katlanmayı başaran bir canlı olarak bin selâm yollayalım güvercinlerin dünyasına...
Var mısınız?
Macit Cününoğlu
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 12:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!