sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
oysa kar beyaz değildir ölüm...
Çok güzeldi
yüreğiniz büyük ve yüce
saygılar
Gece Bir Güldür Ölüm
ölümü düşündüğümde
sivas'a gidiyorum
madımak otelinde
bir oda kiralıyorum kendime
cebimde son param
çantamda şiirlerim...
derdimin biteceğini bile bile
seni bir daha göremeyeceğimi bile bile
sabahı özlüyorum...
ellerimi kenetleyip başımın altına
uykuya dalıyorum...
pir sultan'ı düşlüyorum sonra
bir türkü tutturmuş sazına
sevgi, dostluk, kardeşlik adına
çalar da çalar...
yüzünde garip bir gülücük
anlamını sormadı bana
soracak diye korkuyorum!
oysa
birazdan ateşe verecekler bizi
nasılsa susacak sazının telleri,
nasılsa bir daha şiir yazamayacağım sana
bu korkum niye ki? !
ölüm madımak'ta arsız bir ot
ölüm madımak'ta gece bir gül
yoluyorum...
pir sultan doluyor avuçlarıma...
Tayyibe Atay
Ne gariptir değil mi,toplumu ve toplumun çıkarlarını kendinkinden çok düşünen kaç kişi ,düşündüğü o toplumun kurbanı olmuştur...
Sonsuz saygıyla anıyoruz şairim.
Fikret Şahin
can candır hey canlar...can candır..
bende de candır, sizde de...
kurban çukuruna yatmış koyunda da, madımak'ta yananda da..
şemdinli'de bir gece pusuya düşende de candır..
herşeyimi yitirdiğimde elimde kalacak tek şey, belki de son umudumdur yaşamak..
onu yitiridiğimde herşeyimle birlikte gidecek olandır can...
bu üçüncü gün hey canlar...
kırk cana üç gün düşmez benim tarihimde..
olmaz böyle taksim..
Çanakkale'de verdiğim 250 000 cana 18 Mart'ı zor buldum...
ya Sarıkamış'ta donan 90 000 şehidimin hiç üç günü oldu mu anılacak..
her gün toprağa düşen onlarca şehidimi hangi günlerde anayım..
40 000 askerim yirmi yılda toprağa düşmüş de günleri bile olmamış...
yeter artık..
kamçılamayın bizi...
bu işe girdiniz gireli kavga eder olduk sitede..
huşu içinde anardık en nihayetinde..
gördünüz işte..
bu canlar herkesin canını aynı yakmıyor..
yakamaz da..
düşürmeyin bizi birbirimize...
ben yananlara üzülürken kiminin gönlüne kan akıyor...
hücrelerine kadar sızlıyor, ağlıyorlar..
saygı duyalım..
en azından anlamaya çalışalım ama..
siz de bu milletin yarasını bu kadar deşmeyin..
dediğim gibi..
bizi daha fazla üzmeyin...
Gönül Tellerindeyiz
gözlerimi diktim kayaya
geçti öte yana yangınım
Metin’i Asım’ı Uğur’u doldurmuştum içine
Behçet’i Muammer’i Hasret’i
ateşim dost ötüşlüydü
kardeşlik işlemeli
bir umarsız hastanın üstüne doğan
iyicil güneşler gibi vericiydi
bir otel yürüdü üstüme ordan
temmuzlardan iki
karalardan binlerceydi
soyunuktum kılıcımdan
gürzümden kalkanımdan ayrı
tek dişi kalmış tarihlerine çektim dilimi
her zaman güle güneşe
yâr dudağına ince beline
ceylan gelişine söylenmezdi türkü
Pir Sultan’dan Nesimi’den bilirdik
yoksunduk yoksulduk öte yandaydık
elleri yağmalanan
ekmeği yağmalanan
işin öte yanındaydık
etimiz yanarken otellerinde
bir haksız dizgede erirken yağımız
söylemeliydik
söyledik dikine dikine
ateş insanlarına sorun inanmazsanız
Promete günü tanıktır
külümüz kızgındır ağırdır
yanar hâlâ Sivas içinde
bir top ateş gibi dolaşır dünyanızı
sabah doğudan akşam batıdan
ısıtıp ışıtarak içinizi dışınızı
geçeriz günlerinizden
güzel çocukları gözleriz
ellerinde oyuncaklar
kursaklarında ekmek
gözlerinde kardeşlik ortak
bekleriz bulsunlar da küllerimizi
odalar harımlar yapsınlar
içlerinde sofralar ortak
bekleriz
bakmayın sesimizin sessizliğine
çok da uzak değiliz
dilinizin ucunda
gönül tellerindeyiz.
Ali Tekmil / 02.07.2000 – Balıklıova (İnsancıl 217. sayı)
her şey can derdinde sönen mum bile
ölüm denen gerçek götürmez hile
ateşin gözüyle bakınca küle
yanmak neye denir anlarsın belki
...
kibriti çakan canidir ota
kalmış ki insanı yakmak
kalmış ki yürekleri yakmak
saygılar
yanık otlar gibi ...İLGİNÇ... KEŞFEN BİLMİŞ GİBİ...
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm..
'Söyleyene değil, SÖYLETENe bak!' derler ya...
Nur içinde yatsın!
âh wewin âh.. :)
'Yanık otlar gibi
Sen bu şiiri okurken
Ben belki başka bir şehirde
Ölürüm!'
DEDİ VE YOBAZLAR TARAFINDAN BAŞKA BİR ŞEHİRDE: SİVAS İLLERİNDE KATLEDİLDİ...(02.07.1993) İlk o zaman bu şiirin şu yukardaki pasajı ile tanıdım kendilerini, Bekir Coşkun'un 'Hürriyet' Gazetesi haftasonu eki'nde...
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta