Ben hiç sevmedim, sevemedim
Ütopik hâyâlleri olan aşıkları.
Kâh yıldızları kaydırıp saçlarına takmalarını,
Kâh yağmurda sırılsıklam olmalarını
"Dünya yansa umrumda değil" lerini
Beklentilerini, isteklerini...
Bir masal kahramanı olmak istedim hep.
Uykuya beni tahayyül ederek dalsınlardı.
Yazıldığı halde sonum bilirdim,
Duymak nasip olmayacaktı günahsızlara.
Bilirdim de hiç ses etmezdim herhalde.
Rûya görmek için sıcak bir yatağı,
Sonunu görememek hayatın,
Fazlasıyla yorucu.
Kesiksiz huzurda visal
Belki de bir özür borcuydu.
Hani şu yiğidin kamçısı sayılmayan,
Kimi zaman kâle bile alınmayan,
Düşünüyor yine…
O’na bu vakti verene şükrediyorum ben de.
Meraktan ölecek ilk kişi olmadan,
“Sahi” diyor, biliyorum bir soru gelecek arkadan.
Adım gibi emindim bundan, sahi neydi benim adım?
En son “İstanbul”du, hatırladım.
Umutsuz değilim, kuytu köşelere sakladım onu sadece
Güneşin doğuşunu bekleyen, açılmaya hazır perde gibi
Rüzgarı görünce savruluverdim hemen, kornişlere
En güzel günlerin şükürsüzlüğüne inat...
Basbayağı inattı işte noktanın değil, üç noktanın söylediği
Ve sevmek değil sevilmekti nisyandan gelenin beklediği.
Olduğundan daha fazla sahipsiz bugün gece
Ne kaymak istiyor yıldızların canı,
Ne durmak biliyorlar ayın etrafında,
Pasparlak, capcanlı...
Belki kıskançlıkları ayak bağı
Perdesini aralayanların ilk gözüne çarpandır belki de ay.
Demlenmesin artık şiirler
Çiğ yazalım bugün, bozulsun ağzımızın tadı
Bu yüzden şekerli içelim, böyle kaşık kaşık
Ve tavşan kanı aramayalım şiirde
Dünya dökülürken insan kanı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!