sessizlikk..
kimsesizlik aslında
sığınılan kaldırımlar
konuşulan sokak lambaları
muhabbete katılan, yolda yuvarlanmış bir kaç kutu kola kabı..
nelere yazılırdı şiir...
sana mı?
yoksa sensizlik sonrasına mı...
kim diye mi düşündürmeli
süslenmiş, bezenmiş cümleler
yoksa bir nesne mi!
bütün mevsimlerin safasını sürüyorum..
safasına sürülüyorum bir baharın.
yeşilinde ölüp, gülüşlerine gömülmeyi düşlediğim bir anda,
yeniden yaşamak zorunda kalmanın ne demek olduğunu iyi biliyorum evet!
yokluğunu şahit yazdığım bir sürü gece geçti.
hepsi yüzünün detaylarında boğuldu ve güneşe sarıldı iyileşmek için.
Bazen şair yanım ölüyor evet! !
Bir kelimenin ağırlığı ile belki..
Belki de boğazında düğümleniyordur, anlatmak istedikleri ve öyle ölüyordur.
Belki çöllere düşecek bir aşk yazamayacagindan korktuğu için yavaş yavaş yok oluyordur..
Bazen şair yanım ölüyor evet! !
Bir düş gördüğünü sandığından belki..
sabah uyanır uyanmaz soğuk suyla yüzümü yıkayıp,
dağınık ama çarşafın beyaz olduğu karanlığa (odaya)
geri dönmek istiyorum bazen.
bilgisayarı açıp sabahın köründe asla dinlenmeyecek şarkılardan liste yaptıktan sonra, çıplak ayaklarımla yerin soğuğunu hissederek mutfakta kahve yapıp(daha öncede kullanmış olduğum bardağı yıkamadan yeniden kullanacağım belli olsun istiyorum) geri dönüyorum.
gideceksen sevdirme kendini bana!
mesela düşlerime gülmesin,hayalin bile..
''bir keresinde'' diye başlayacağım hiç bir cümleye adın yakışmasın.
gideceksen sevdirme kendini bana!
her gelişin bir gidişi varsa,
Eskiden kin ne demek bilmezdim.
Ama bana yapılanları da unutmazdım.
Hoşgörü dediğimiz şeye şimdilerde enayilik deme cüretini gösteriyorum...
Tahammül sınırlarının deniz seviyesine düşmesine sebep; herkes ya da her şey olabilirdi.(varlığım dahil)
Üzülmeye aşık olduğumu anladığım günden beri,
daha kırılgan olduğumun farkındayım..
Yüzümdeki çizgilerin anlam kazanacağı güne dek,
tecrübeden bahsetmem komik olacak biliyorum..
Güçlü olmak demek; alın çizgim..
Çünkü hala başım dik gezeceksem, gözükür hayat izlerim..
Sessizliğimi koruyabilmek için; sıktığım dişlerim, büzüştürdüğüm ağzım kırıştıracak gülerken sevdiğim dudaklarımı..
Tenim güneşte bronzlaşacak kadar, sokaklarda hayat aradıysam eğer;
Ardından bakmayı unuttuğum çok şey var.
Ama onlarda arkalarına dönüp bir kere olsun,
bakmadılar bence..
Bakmış olsalardı hissederdim..
Su dökmedim ardından diye mi temelli gitti mutluluk bilmiyorum ama,
Tek başına kahve içmenin verdiği gururla,
yalnız gidilecek bir sinema kocaman bir ödül olur mu sessizliğime bilmiyorum ama;
sensizliğimi hatırlatır diye çok korktum ve gitmedim.
Birlikte yürüdüğümüz sinema salonuna giden koridorda masaj koltuğuna oturduğunu görememek hala acıtır mı bilmiyorum ama
evet!
Hala hatırlıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!