Beşparmak Dağları'nda Beklemek Seni

BEŞPARMAK DAĞLARI’NDA BEKLEMEK SENİ

Güne başlama hazzı, sabahın ilk ışıklarıyla
Beşparmak Dağları’nın eteklerinden akmak
Girne Kalesine, kale taşlarını yalayan masmavi
Akdeniz’in tuzlu sularına değdi mi kıpkızıl güneş
Eski zamanlara tanıklık eden her ne varsa ışıyor
Işıyor gözlerinin derinliği iliklerime bir çavlan gibi
Çamların, servilerin, meşelerin, yaprakları ışıl ışıl
Altın rengine boyanmış gülüm saçlarını uçuran
Dağ esintileri hoşluğu içinde Beşparmak Dağları’nda
Günü kuşatan seslerde, renklerde beklemek seni
Çılgın bir coşkuya kapılıyorum, güneş tacı ardından
Çıra tutuşunda Beşparmak Dağları’nda beklemek seni…

Dağların giz dolu yaşamsal görkemini kim sevmez ki
Ceylanların, tavşanların, tilkilerin arklara inişlerini
Kuşların dallar arasında aşka yuvalanmalarını
Ben ki doğarken Trodos Dağları’nın güneşini içtim
Zeytin ağaçlarının kovuklarında düşledim aşkı
Kavuşmayı düşledim özgür sevdaları özleyerek
Geç de, geç onları de hadi! Beşparmak Dağları
Laden kokularıyla bizi bekliyor de, aşkı onaylıyor de
Sevgilerin ne yeri ne mevsimi ne de yaşı yoktur de!
Sevdadan yana yetimlik, öksüzlük, susuzluk yetti de…
Turaçların bahar haykırışları, kekliklerin aşk ötüşleri
Aşarken ufku Beşparmak Dağları'nda beklemek seni…

Bir umut ki geceyi boğup güneşin dağlara ışıması
Yamaçlarda, vadilerde, düzlüklerde titreşen büyü
Bir lav şelalesi ateşinde toprak örtüsünün uyanışı
Duyularla açarken mutluluğa, sevince yürümek
Nasıl bir haz ne büyük coşku ne sonsuz bir hazine
Öyle bir kimyasal devinim ki, hoşnutluk armonisi…
Bak dinle dallar arasından yükselen aşk senfonisi bize
Çiçek kokularıyla izlerimizi sürüyor makilik neşeleri
Buram buram dayanılmaz kokusu Türk Kahvesi’nin
Taşları ocak yaparak gönül ateşinde ikimize yaptığım
Sonsuz bir sevgi doldurmakta içimi gelme ihtimalini
Düşlemlerken, Beşparmak Dağları’nda beklemek seni…

Gülşen Şenderin