İstemiyorum artık
Hiçbir şeyi istemiyorum
Hepiniz yalancısınız
Yalanınız batsın ulan
Çöllere de düşsem
İlk defa ısınır yüreğim
Buz gibi donmuş kirli ellerinizde
Bildiğim doğrularım pas tutmuş
Bu sıkıntı içimde
Acılarımı öğütürüm sanırım
Her gün yeniden doğarım onların içine
Ne kadar kaçsam boş
Onlar beni çok sevdi
Ben onları hiç sevemedim
Olmazsa olmadığım yerdi
Düşüncülerim öldüğü yerler
Hep bir yalancı cennete düşerdim
Yalan olduğunu
İçim yanınca anlardım
Susardım
İhanetleri görmemeye çalışırdım
Dikenlerini temizlemek
Ruhumu delmek gibiydi
Olmadı hiçbir zaman mükemmel bir dünya
Olana da benim gireceğim çok şüpheli
Şüpheli bir dünya içinde
Dolaşmaya mahkûmdum
Zamanı geçirecek
Her hangi küçük istasyon arardım
Kış gecelerin sığınmalık duraklar
Aralıklar arardım
Gözyaşlarım buz olurdu
Cam kırılırdım düşünce düşüverince vakitlerime
Kristalden bir kale
Boşluğa düşer gibi
Her saniye hayatın film şeridi gibi
Eksiklerle büyürdüm
Çocukluğumu bile bilemeden
Yumruk gibi kalıyor bazı şeyler boğazında
Keşke diyorsun
Keşkeler hiç bitmiyor ardından
Susuyorsun karda kışta
Her damlanın bir sebebi vardı
Açıklaması uzun sürerdi sadece
Afetler içinde
Tozlanmış bir şehir gibiydim
Gökyüzüm hep sisli
Bütün gemilerim darmadağın
Anlayamadığım en büyük sorun
Yaşadığım zaman dilimindeki
Kalabalık ve yalancı yüzlerdi
Gelmiyordu istasyona bir tren
Buza kesiyordu sanki rüzgâr
Oturduğum banktan izliyordum
Çam ağaçlarını dikenli yapraklarını
Bir sebebi olmalıydı yapraklarının şeklinin
Karlara inat mızrak gibi dikiliyordu
Gelmiyordu istasyona tren
Ne zaman vaktin de gelmişti ki
Bugünde vaktinde gelseydi
Vaktini sektirmeyen tek
Azrail di onu görünce
Anlatacak kimse pek olmayacaktı
Bu zaman diliminde
Gelmiyordu istasyona tren
Düşünceler sanki bir yumak gibi
İnsanı beyninde alt yapısı eksik şehirler kuruyordu
Her gün onarım
Her gün kazı vardı
Tırım tırım aranıyordu
Düşünceleri sona erdiren
Büyük devinimler
Bulduğunda bulamadığında
Elinde kalıyordu
Uzaktan bir ses duyuyordum sanki
Bu sefer geliyor diyordum
Ama gelmiyordu istasyona tren
Atlayıp rayların üstüne
Bu karda kışta ben gidecektim
Gelmiyordu tren
Burukluklarımdan heykeller yapıyordum
Hiç birine isim koymuyordum
İsimleri olmasa bile
Hepsinin acısını ezbere biliyordum
Küfredip duruyordum
Rahatlıyorum sanıyordum
Kelimelerimi zehirleyen kelimeler türetiyordum
Kirli bir çocuk yüzü vardı
Elimdeki en eski resmimde
Yakası kalkmış
Gözler zoraki objektife baktırılmış
Aslında ben kendime bakıyordum
O günle bugün arasında çok farkım yoktu
O zaman sesim yoktu gücüm azdı
Şimdi gücüm var sesim gene yok
Bir arkamızı döndük istasyonda
Tren gelmişti
Sesini bile duymamıştım
Olmayan kalabalık
Birden ortaya çıkıp
Geç gelen treni doldurup
Tez gidivermişlerdi
Ulan tren
Ulan kalabalık
Bu kahpelikti
Kabul edin lütfen
En zayıf noktasında soluyordum hayatı
Nefes alırken ciğerim yanıyordu
Hadi almasana bir göreyim sizi
Öykülerde daha bir güzeldi dünya
Garip yazarlar görmedikleri hayal ettiklerini yazıyorlardı
Bende inanmıştım çocukken güzel yerlerde var diye
Olmadığını öğrendiğinde
Yalandan bir umudu büyütüp
Askere bile göndermiş oluyorsun
Kıy kıyabilirsen o yamalı yiğide
Sevdalar ayrı başlıyordu
Sonları hep aynıydı
Acı çekmeye gelmedik ki
Hani hesabını verecek gidecektik bu sınavın
Sorularda yanıtları da aynı olmalıydı
Bir anda başlayıp bir anda bitecekti
Anladıkta yaratılışı
Azıcık isyan etmekte hakkımız olsun dimi
Gene gelmiyordu tren
Arkamı dönmeye korkuyordum
Bir şeyleri kaçırıyordum o zamanda
Karda kışta bir sıcaklık hissetsem
Kaçırma korkusuyla bakamıyordum
Bir şeyleri kaçırıyordum
İçimi ısıtan
Adım gibi biliyordum
Bir kerecik ardımdan değil
Yüzüme doğsaydınız diyorum
Susuyorum
Geliyordu tren kısamı çok kısa
Sıkış tıkış
Zar zor
Biniyordum
İstasyonda ardımda bir orman bırakıyormuşum
Güneşler içinde
Neden görmedim diye
Kızıyorum kendime
Soğuklar içinde
Sıcaklığını hissetmiştim diye öykünüyordum
Susuyordum
Grilerle dolu yüzlere
Soru işaretleriyle dolu beynimle
Başka soru sormayacağım diye
Kızıyordum kendime
Kırılıyorsun susuyorsun mecburen
Elinden hiçbir şey gelmedikçe
Daha çok üzülüyorsun
Olmalıydı sorunların bir çözümü
Denklemlerin bilinen elemanları
Bilinmeyenler içinde
Düşünmemek gerekirdi
Düşündükçe üzülüyordu insan
Düşüncülere arasında ineceğimiz istasyonu kaçırdık
İşin yoksa yürü gene karlı yollardan
Ben başka bir mevsimlerde gördüm
Nedense hep kışı hatırlıyorum tenhalarda
Gelmeyen bir beşinci mevsim var ya
Ben galiba ona sevdalandım
Deli gibi..
Beşinci Mevsim / Deli 1 (bir) (Devam edecek)
Gencay CoşkunKayıt Tarihi : 6.1.2007 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!