Beşik sorar “nereden”, tabut “nereye” diye
Doğum bir mükâfatsa, ölüm ise hediye
Doğunca biz ağlarız, sevenlerimiz güler
Ölünce ağlayanlara, güle bilmektir hüner.
1990
Hoş geldin, Ey! Gönüllerin sultanı yar,
Kışta bekliyordum, mevsim ilkbahar.
Takdir-i ilahidir, şu alın yazıma bak,
Tabiat uyanırken, ne kadar zor uyumak
Yontulmuş uçları, işlenmiş iki ak taş
Birini okşar ayak, birine yaslanır baş.
Ortası tümsektir, tümseğin altı çukur
Toprak altında bedenime, kefen uçkur
1985
Geleceği düşünme, zaten gelecek,
Alacağını alacak, vereceğini verecek..
Allah, eğriyi doğruyu, kaderlere yazan.
Yay eğri ok doğru, yürek kaynar kazan.
Gerçekleri öğren ki, zannetmeler biter.
Duyguların, gitmen gereken hedefe iter.
Doğruyu söylemek, dinlemekte daha zor.
Ateş kışın lalezar bahçe, yazın yakan kor.
2002
Uykuyu unutturmayan, uyandırmayı unutmaz.
Unutturmayanı unutma, kılacağın vakt-i namaz.
Fitre- zekât, zenginin fakire verdiği aidat-ı harç.
Faiz ve rüşvet ise,fakirin zengine verdiği haraç.
2002
Korku verir kor bakışlar,
O dem sert geçer kışlar.
Güvenip kanma kardeşe,
Ne ölürken, ne mahşerde
Göz koyan köz koyar aşına,
Olmadık işler açar başına.
2022
Bir tufan patladı Rabbin emriyle,
Gökten seller aktı, yerden de lavlar.
Bin bir canlı vardı, Nuh’la gemide,
Dalgalarla sarmaştı o yüce dağlar.
Karıştı feryatlar, sel ile tufana
Ya Rab mahşerin bu zerresi miydi?
Dağılan azgın beşer döndü Süfyan’a
Yoksa, mahşerin ta kendisi miydi?
Sonra ağır ağır çekildi, sular
Nuh’un gemisi, yere çakıldı
İndiler maznun, sevgili kullar,
Hakkın emriyle, yeryüzüne dağıldı
1982
Allıpullu gelinlikle, yamaçtan koşarken yârim,
Ayaklar altındaki, gençliğim ile serseriliğim.
Ve özlediğim o aşk, bu ilahi merdivenlerde
Beni Allah’a taşıdı, kendimi aradım nerde?
Meçhulden bir ses fısıldadı "ya nereye" derken,
Yalanı yanıltırcasına, “Cennete” dedim erken.
Geç kalmışlık şekvasıyla mırıldandı “susacaktım”
Kıyameti üstüme boşaltı, nerdeyse kusacaktım.
Bu kör şeytandı, bitmemişti bitmeyecek kavgamız,
Nefsim kazan kaldırdı, ona bayrak açtı algımız.
Cesaret ve korku, gel-gitlerinde ben depreşirken
Kara tahtadan imdat istedim, beyaz tebeşirden.
Yazdım “Allah” adını, o kara tahtayı kazırcasına,
Hakkın ölümsüz davasında, mevte hazırcasına.
Hani telli duvaklı, yamaçtan koşan, biricik yar?
Meğerse gökkuşağındaki renkler, göz boyamışlar.
Yumuşak bir el, okşayıp yavaşça uyandırırken
Tatlı bir sesle irkildim “Oğlum kalk” diyordu annem.
1990
Aklını yerinde zamanında kullananlar akıldır.
Hasmı affetmek yücelik, unutmak aptallıktır.
Kardeş kardeşe gün gelir silah çeker, bıçaklar
Sonra da nedamet duyar, döner döner kucaklar.
Ne kadar büyüksen, o kadar tevazuyla eğil,
Düşmanı affetmek kolay, dostu af kolay değil.
Hayatı yaşla değil, yaşamakla anlar insan.
Hayat bize ödünç verilmiştir, sen bağış san.
Hem ömrünü boşa geçir, hem "hayata kısa" de
Uzun yaşamaya değil, doğru yaşam için ye.
Kulaktan yakın burun, kardeşten yakındır karın.
Kadının göğsü makbuldür, erkekte açık barın.
Yanlış karar versen bile, kararsız olma başta.
Un olmayan bazlama, yağ olmayan gözleme ister.
Fırında tavlanır hamur, ev düzülür ömür biter.
Gitmekten korkana, kaldı diye “cesur” diyemem,
Kalmak ve gitmek kaderden, hikmetini bilemem.
Önünde ki her engeli, engelli sanma sakın
Çözümde anahtar ol, anahtarı çöpe atın.
2002
Kuranda lanetlendi, Şeytan ve Yahudi
Önce şeytan, sonra Yahudi lanetlendi.
Kul hakkı, yetim malı, emanete ihanet.
Mazluma zulümdür, zalime merhamet.
Riyakar, münafık, din düşmanı, mürtet.
Müminde yüz karası, cahil ise cesaret.
Yılanın ve çiyanın, yavru iken başını ez
Ejder olup, seni boğmadan kafasını kes
Zalime merhamet, zulme sıraya girmektir.
Mazluma haksızlık, zulme ödün vermektir
2019
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 25.3.2009 13:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!