Bahar'dır, yüzyıllar ötesinden gönlümüze konmayan
Şahdamarı kesilmiş yolun, mevsimlerimizdir kanayan
Kış'ta: mazlumların gözlerinden sürgün verir nevbahar
Gerçek fecirleri arayan; tutsaklığımızdan kalan ahlar
Efendim gittin, uygarlığın kaldı bela vakitlerinde
Çölleri sarmış ölüm, kirli eylemlerin kaldık çemberinde
Ey kalbim, gafletim, sevda kaynağından içmezsin, neden?
Kucak kucak isyanım, sızlanışım duyulsun baharın ülkesinden
İklimi pâkinden lutfeyle yâr, ne olur! bahar gelsin ötelerden
Zemin solgun, hazan sarmış, sabahlar dökülsün gecelerden
Efendim, meydanlar, dirilişe ulularını bekler
Garip çığlıklarından yıkanarak, davetin yüklenecekler
Küstah niyet, sapkın gözler, çatışmanın bitmez varlığı
Ebu Leheb olmaya koşanlar; yükümün ağırlığı
Ey aşk yolunda teselli iksirim, geleceğin haberi
Gül muştundur donatan, bu köhne, viran yeri
Efendim, gönül ölü, Bukalemun renginde hayat
Medeniyet elbisenle sar bizleri, yoksa; sonumuz heyhat!
Adavet içimizde ur, son bulmaz adem-i ittifak
Sefih olan şu alemin seherinden umulur şafak
Zelil olduk, acz'e af dizilir, gözlerin yaşlarından
Çırpınan kol, bacaklar; çocuk bakışlarından
Efendim nazar et, kir kuyularından çıkar bizleri
Yorgun düştük, aşamayız, uçsuz bucaksız denizleri
Yeni Mekke'ler, Taif'ler oluştu, müşrik ellerinden
Efendiler kırbaç sallar,inleyenler, İslam el'lerinden
Kuruldu köle pazarları, putların rengi değişti
Ebubekir bekler sadıklar, işkenceye ruhlar yetişti
Efendim, Bedr'in ihtişamıyla gel, Cehil kahrolsun
Sabrın öğüt tutanların bayrakları göğe doğrulsun
Günümüzün Hamza'ları düşerler meydanlara bir bir
Her gün yeni Sümeyye'ler uçar sana, haberin gelir
Bir avuç Derbentçi'ndir yoğrulan, Hak uğruna seferde
Kıvamına ulaşınca hamur, deva olacak derde
Efendim, kalbimizi azat et, sevdanı yurt edinsin
Bu kızıl fırtınalar, bakışlarından utanarak dinsin
Boşlukları dolduran akıntı; gözden kopan gözyaşım
Gayri gel, sevgili! kirpiklerimle dinmez savaşım
Bulutlar içsin parmaklarından, gül yüzlüm, dem bu dem
Dağılsın yeryüzüne vuslat haberin, dirilsin erdem
Efendim, bu ağlayan Kudüs'tür, ayrılığına yandı
Sahipsiz yetimlerin, kan gölünde uyandı
Şu, gördüğün eğik başlar, beden dilinin sözleri
Canavar pençesinde şaşı bakan insanlığın gözleri
Siretin duymayan kalmasın, ulak çıksın köşe, bucak
Bu ümmetin kayboluşu, seninle refaha çıkacak
Efendim, donduk, kış, kıyamet, nurunla ısıt bizleri
Yolunda divaneler olduk, toprak taşıyor izleri
Kan yürüyor coğrafyamda, hicap duymaz gafiller
Yıkmak ister mabedini Ebrehe'ler ve Fil'ler
Asırlar oldu, korku paylaşan bülbül, gül'ün derdinde
İslam milletinin yaşadığı var mıdır din'de?
Efendim, gel ki: dağılsın bu karanlık, açılsın gökler
Rahmet kuşağından yollarına serpilsin güzel renkler
Dillerde ki muştusun haber verir çiçekler
Künyesiz kahramanlar, topraktan kefenle bitecekler
Bir esaret sahrasında kaldık, ey ümidim, sen, varol!
Melekleri yetişir Mevla'nın, bu ziyandan döner yol
Efendim, dillerimiz tutuştu hasretinden, gel artık
Hüznümüzü taşıyamaz oldu bu koca yer, gül artık.
Nevbahar:Taze bahar
Adem-i ittifak: uyuşmazlık, ittifaksızlık
Zelil: hakir, hor
Ebu Leheb: Müşrik ve (Peygamberimizin amcası)
Cehil: Cahil kimse
Sefih: Sefahete düşme, eğlenceye düşkün
Derbentçi: Kale muhafızı, koruyucu
Siret: Efendimizin hayatı,yolu,sünneti
Kayıt Tarihi : 9.3.2008 15:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bahar'dır, yüzyıllar ötesinden gönlümüze konmayan
Şahdamarı kesilmiş yolun, mevsimlerimizdir kanayan
Kış'ta: mazlumların gözlerinden sürgün verir nevbahar
Gerçek fecirleri arayan; tutsaklığımızdan kalan ahlar
Efendim, gittin,uygarlığın kaldı bela vakitlerinde
Çölleri sarmış ölüm, kirli eylemlerin kaldık çemberinde
Ey kalbim, gafletim, sevda kaynağından içmezsin, neden?
Kucak kucak isyanım, sızlanışım, duyulsun baharın ülkesinden
İklimi pâkinden lutfeyle yâr, ne olur! bahar gelsin ötelerden
Zemin solgun, hazan sarmış, sabahlar dökülsün gecelerden
Efendim, meydanlar, dirilişe ulularını bekler
Garip çığlıklarından yıkanarak, davetin yüklenecekler
Küstah niyet, sapkın gözler, çatışmanın bitmez varlığı
Ebu Leheb olmaya koşanlar, yükümün ağırlığı
Ey aşk yolunda teselli iksirim, geleceğin haberi
Gül muştundur donatan, bu, köhne, viran yeri
Efendim, gönül ölü, Bukalemun renginde hayat
Medeniyet elbisenle sar bizleri, yoksa; sonumuz heyhat!
Adavet, içimizde ur, son bulmaz adem-i ittifak
Sefih olan şu alemin seherinden umulur şafak
Zelil olduk, acz'e af dizilir, gözlerin yaşlarından
Çırpınan kol, bacaklar; çocuk bakışlarından
Efendim, nazar et, kir kuyularından çıkar bizleri
Yorgun düştük, aşamayız, uçsuz bucaksız denizleri
Yeni Mekke'ler, Taif'ler oluştu, müşrik ellerinden
Efendiler kırbaç sallar,inleyenler, İslam el'lerinden
Kuruldu köle pazarları, putların rengi değişti
Ebubekir bekler sadıklar, işkenceye ruhlar yetişti
Efendim, Bedr'in ihtişamıyla gel, Cehil kahrolsun
Sabrın öğüt yapanların, bayrakları göğe doğrulsun
Günümüzün Hamza'ları düşerler meydanlara bir bir
Her gün yeni Sümeyye'ler uçar sana, haberin gelir
Bir avuç Derbentçi'ndir yoğrulan, Hak uğruna seferde
Kıvamına ulaşınca hamur, deva olacak derde
Efendim, âzât et kalbimizi, kuşlar yuvaya dönsün
Bu kızıl fırtınalar, bakışlarından utanarak dinsin
Boşlukları dolduran akıntı; gözden kopan gözyaşım
Gayri gel, sevgili! kirpiklerimle dinmez savaşım
Bulutlar içsin parmaklarından, Gül yüzlüm, dem bu dem
Dağılsın yeryüzüne Vuslat haberin, dirilsin erdem
Efendim, bu ağlayan Kudüs'tür, ayrılığına yandı
Sahipsiz yetimlerin, kan gölünde uyandı
Şu, gördüğün eğik başlar, beden dilinin sözleri
Canavar pençesinde şaşı bakar insanlığın gözleri
Siretin duymayan kalmasın, Ulak çıksın köşe, bucak
Bu Ümmetin kayboluşu, seninle refaha çıkacak
Efendim, donduk, Kış, Kıyamet, nurunla ısıt bizleri
Yolunda divaneler olduk, toprak taşıyor izleri
Kan yürüyor coğrafyamda, hicap duymaz gafiller
Yıkmak ister mabedini Ebrehe'ler ve Fil'ler
Asırlar oldu, korku paylaşan Bülbül, Gül'ün derdinde
İslam milletinin yaşadığı var mıdır Din'de?
Efendim, gel ki: dağılsın bu karanlık, açılsın gökler
Rahmet kuşağından yollarına serpilsin güzel renkler
Dillerdeki müjdesin,kokunu haber verir çiçekler
Künyesiz kahramanlar, topraktan kefenle bitecekler
Bir esaret sahrasında kaldık, ey ümidim, sen, varol!
Melekleri yetişir Mevla'nın, bu ziyandan döner yol
Efendim, dillerimiz tutuştu hasretinden, gel artık
Hüznümüzü taşıyamaz oldu bu koca yer, gül artık.
Nevbahar:Taze bahar
Adem-i ittifak: uyuşmazlık, ittifaksızlık
Zelil: hakir, hor
Ebu Leheb: Müşrik ve (Peygamberimizin amcası)
Cehil: Cahil kimse
Sefih: Sefahete düşme, eğlenceye düşkün
Derbentçi: Kale muhafızı, koruyucu
Siret: Efendimizin hayatı,yolu,sünneti
Mehmet Yaşar Genç
'BEN SÖZLERİMLE MUHAMMED'İ (A.S.M) ÖVMÜŞ OLMADIM;
ASLINDA SÖZLERİMİ MUHAMMED ALEYHİSSALATÜ VESSELAMLA ÖVMÜŞ VE GÜZELLEŞTİRMİŞ OLDUM' der 'mektubat' ında İmam Rabbani.........
ŞİİRİ ZİYADESİYLE BEĞENDİM..........
MAŞAALLAH......
BAREKALLAH......
Dem bu demdir,Niçin ağlarsın ey bülbül,seni andım bu gece,sultanım,güllere vurgunum diye zincirleme gider:)))))))
'Efendim, âzât et kalbimizi, kuşlar yuvaya dönsün
Bu kızıl fırtınalar, bakışlarından utanarak dinsin '
'Bir esaret sahrasında kaldık, ey ümidim, sen, varol!
Melekleri yetişir Mevla'nın, bu ziyandan döner yol '
'Efendim, donduk, Kış, Kıyamet, nurunla ısıt bizleri
Yolunda divaneler olduk, toprak taşıyor izleri '
'Bulutlar içsin parmaklarından, Gül yüzlüm, dem bu dem
Dağılsın yeryüzüne Vuslat haberin, dirilsin erdem
Efendim, bu ağlayan Kudüs'tür, ayrılığına yandı
Sahipsiz yetimlerin, kan gölünde uyandı '
Her biri birbirinden özel ve de güzel lâkin,bu mısralar zat'ım adına diyebilirim ki çok özel ve manidar:))))Çalışmanızı gönülden tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum:))))
Kaleminize,yüreğinize bereket:)))
Rabbime emanetsiniz:)))
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
Gayri gel, sevgili! kirpiklerimle dinmez savaşım
Bulutlar içsin parmaklarından, Gül yüzlüm, dem bu dem
Dağılsın yeryüzüne Vuslat haberin, dirilsin erdem
Muhteşem bir şiir okuttunuz. Teşekkür ediyorum. Kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum. Saygılar yüreğinie ve tam puanımı bırakıyorum sayfanıza.
Künyesiz kahramanlar, topraktan kefenle bitecekler
kaleminizi seviyorum oldukça güzel ,,tebrikler
TÜM YORUMLAR (34)