Beş tane bin yıl önce
Hunların diyarında
Ulu bir komutandım
Mete Han’ın yanında
Sen de bir Prensestin
Hakanımın kızıydın
Nereden bilecektim
Her bin yılda yazıydın
İkinci doğuşumda
Bir avcıydım Uygur’da
Yine can verecektim
Sevdiğimin uğrunda
Üçüncü bin yılımda
Çok uzun yaşamıştım
Gelmemiştin dünyaya
Üçyüz yıl aramıştım
Şirin derlerdi sana
Dördüncü gelişimde
Dünya bile titrerdi
Her dağı delişimde
Beş bin yılın gizemi
İlk kez nasıl görmüştüm
Taklamakan çölünde
İlk kez nasıl ölmüştüm
Metehan görmek için
Tahta gönül bağımı
Seni karşıma dikti
“- Al şu oku çek yayı”
Yayı çekersem eğer
Devletim baş üstünde
Ama yayı çekersem
Taş kalmaz taş üstünde
Uzun siyah saçların
Koklarken ellerini
Hareli bakışların
Yakmıştı yüreğimi
Şimşekle çıldırırken
Bu arzın semaları
Gözyaşına boğuldu
Kabe’nin duvarları
Son kez gözgöze geldim
Atamazdım okumu
Tahtın önüne vardım
Ve uzattım boynumu
Tarihler yazmadı ki
Nasıl kül oldum yandım
Bedenim yok olurken
Ölümsüzlük kazandım
İşte benim sırrım bu
Gururla taşıdığım
Mahşer gününe değin
Seninle yaşadığım
Beşinci bin yılımda
Bak seni arıyorum
Bekleme Karşıyaka
Bulmadan gelmiyorum
Ankara
18.08.2004
Kayıt Tarihi : 18.8.2004 15:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bi de 'zonguldak şehitleri' kitabınız hayırlı olsun Metin Abi...
bol şans...kalbim siz'le...
TÜM YORUMLAR (2)