Beş Yılda Biten Bir Hayat

Atilla Adsay
213

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Beş Yılda Biten Bir Hayat

Kara denizin hırçın dalgaları kıyıya vuruyordu. Yağmurda sağanak halinde yağmaktaydı. Yine bir gün deniz kıyısına gelen Emine sanki duygularını denize anlatıyordu. Yağmurun yağması pek umursamayan Emine baya ıslanmıştı adeta dalgalarla konuşup soruyordu.acaba benim sevdiğim kadar o da beni seviyor mu. kumsala sevdiğinin ismini yazıp sonra kimseler görmesin diye siler bir daha yazardı. bazen de dalgaların içine girer birkaç metre uzaklaşıp tekrar geri dönerdi kendisinin sevilip sevilmediğini anlamak için her defasında intihar etmemek için kendisini dizginliyordu. ama bir gün sevdiği adamı kazanmak için de. sabır ediyordu.

Emine on sekiz yaşlarında gencecik bir kızdı hayallerini süsleyen Ömer o hırçın dalgalardan farksızdı, emine nin kalbini alt üst etmişti. Emine Ömer den başkasını düşünemiyordu. Onsuzda yapamıyordu. Lakin emine nin aşkı tek taraflı gelişmekteydi. Ömer ailesi tarafından şımarık büyütülmüş. Eğitiminide yarıda bırakmış babasının parasıyla geçinen haylazın teki idi, hani derler ya gönül ferman dinlemez...İşte Emine nin de gücü kalbine yetmiyordu.her ne kadar arkadaşları tarafından uyarılsa da, ama o bildiğinden şaşmıyordu...Ömer diyordu başka da laf ağzında çıkmıyordu..Bu tek taraflı aşk, Emine yi öyle etkilemişti ki yeyip içmekten kesilmişti. Ömerlerin evi Emine nin evlerinin karşı tarafta idi aralarında su vardı kara denizin coğrafi durumu sarp kayalarla veya ormanlıkla örtülüdür. Her ne kadar evlerinin arasında akan bir nehir olsa da Emine hemen her gün sudan geçer Ömerlerin evine bir bahaneyle gider gelirdi. Ömer’in annesi pek emine den hoşlanmıyordu. Evine gelen misafire de gelme diyemiyordu.ama Ömer’in kız kardeşi Fatma ile Emine arkadaştı. Birlikte geleceklerini konuşur, hayallerini bir birilerine anlatırdılar.
-Fatma, Emine bir sevdiğin var mı?
-Emine ya senin
-Fatma, benim henüz yok.
-Emine hadi hadi beni ekme
-Fatma gerçekten yok olsa söylerdim.
-Emine benim var
-Fatma, ya ne güzel ben tanır miyim?
-Emine yo tanımasın.
-Fatma, peki nereli köyden mi?
-Emine titrek bir sesle yok canım kasabadan.
-Fatma peki nasıl biri bari yakışıklımı?
-Emine, evet yakışıklı.
-Fatma peki tarif etsene boyu nasıl uzun boylumu, yarın pazara gittiğimizde bana gösterir mısın.
-Emine, tamam dedi.. bir an kafasında olan biteni düşünüp dalmıştı, ya ben ne yaptım şimdi kimi göstereyim.
Ertesi gün Emine ile Fatma kasaba ya indiler. Emine Fatma’yı gezdirir pazarcıları dolaştırırdı ne zaman sevgiliden söz açılırsa Emine araya bir söz atar lafı başka yere getirirdi. En sonunda Fatma artık dayanamadı,
-Fatma. dur bakalım Emine hiç kıpırdama, sabahtan beri lafımı kesip durursun hani bu gün bana sevgilini gösterecektin.
-Emine, tamam arkadaşım sen üzülme ve sinirlenme sabır et göstere cem, baksana bu gün ortalıklarda yok beli ki bu gün bir yerde işi var ki bana görünmedi.
Aslında Emine de bu yalanın daha fazla itibar göremeyeceğini biliyordu. Daha fazla yalan konuşmakta istemiyordu. Her defasında lafı ağzında değişiyordu. En sonunda dayanamadı,
-Emine döndü Fatma ya bak Fatma benim kasabadan aşkım filan yok sana yalan söyledim.
-Fatma anlamadım yani sen beni işledin yani sen aşık filan değilsin bu ne küstahlık benimle eğleniyor musun.
-Emine hayır hayır arkadaşım sen yanlış anladın.
-Fatma bırak ya ne yanlışı sen resmen benimle dalga geçiyorsun.
-Emine lütfen arkadaşım sen beni yanlış anladın daha doğrusu ben sana sevdiğim adamın kim olduğunu gizledim.
-Fatma anlamadım yani ben tanıyor muyum.
-Emine evet sen tanıyorsun.
-Fatma baksana sen beni fazla meraka sokma söyle kim bu bay talihli?
-Emine söylüyorum sıkı dur Ömer.
-Fatma hangi Ömer dedi!
-Emine abın Ömer
-Fatma ya baksen bu işe demek benim abım Ömer ha
-Emine ne olursun, Fatma kurbanın olayım kimselere söyleme anam beni öldürür. Fatma kızım anan ne diye seni öldürsün aşk bu sevemez mısın senin sevmeye hakin yok mu.
-Emine var olmasına varda annem pek sizleri sevmez bilirsin.
-Fatma doğru bizimkilerde sizleri sevmezler halbuki aramızda hiçbir şey yokken bu garaz ne diye anlamış değilim. Böyle komşuluk olmaz olsun.
-Emine ne olursa olsun ben Ömer i seviyorum dedi.
-Fatma sev kardeşim aşk bu başka şeye benzemez.
-Emine haydi ya hani kimseler yoktu kalbin boştu?
-Fatma ya sen beni boş ver.. ben ağabeyime anlatayım mi yoksa ağabeyimde seni seviyor mu karşılıklımı.
-Emine hayır onun fakında bile değilim hiç beni görmüyor bile ben onun aşkından ölürken o farkında değil.
-Fatma valla senin işin zor, Emine abım biraz vurdum duymaz biri.. sonra sana yazık olmasın demedi deme.. abım de olsa doğruyu söylerim seni üzebilir,çünkü o kendisinde başka kimseyi sevmez.
-Emine ben ona vardıktan sonra zamanla beni sever.
-Fatma peki Emine sen bilirsin.
Emine nin aşkı gün geçtikçe alevleniyordu, kafasında da şunu tasarlıyordu, hem Ömer le evlensem annemden uzak kalmam hem de evlerimiz karşı karşıyadır tüm sevenlerimle birlikte kalırım.Emine çok akılı biri idi her şeyi tasarlıyordu. Bazen aşkı ön plan da olurdu bazen de ailesi.. karma karmaşık duygular içindeydi ne ailesinden vazgeçiyordu nede Ömer den. Ömer ise Emine den habersizdi. Her gün bir mekan bir alemde boy gösteriyordu. Kara deniz’e gelen Rus kızları ile gününü gün ediyordu. Bu olumsuzlukları duyan emine pek Ömer’e de tepki vermiyordu. Çünkü Ömer nereye gitse gitsin akşam eve gelecek mantığı aslında felaketin sonu olacaktı.lakin Emine vurdum duymaz olmuştu... ömerde bu aşkın farkına vardı kendi emellerine Emineyi alet edecekti ve nitekim öylede oldu her iki gencın aileleri bu aşktan haberdar oldular önceleri büyük tepki gösretdiler daha sonra birileri araya girerek önce usuluna göre bir nişan oldu her iki aile arasında.. daha sonra bizim hovarda Ömer fazla beklemeden Emine yi kaçırdı... tabi Emine dünden razi idi bu işe... Ömer ın haylazlıkları bitmedi ve devam etti..boş gezeinin kalfası olmuştu akşam sabah gezip dolanırdı nasıl olsa tüm masraflar babası tarafında görünüyordü bir türlü akıllanmiyan Ömer bir gün babası tarafından kapı dışarı edildi zavalı Emine tüm iyi niyetiyle saf kalbiyle Ömer e inanyordu bir gün akılanıp ev reisi olduğunu anliyacak diye Ömer in her dediğine evet demekten başka şansı yoktu hani derlerya taşrada bazi kızların saçı uzun aklı kısadır ya bizim Emine öyle bir idi..Ömere aldanmıştı bir kere geri dönmek te işine gelmezdi gururu söz konusu olmuştu.. Aslında kadınlarımızın bu tavrı erkeğine sahip çıkmamak ve erkeğini yitirmek demektir... Evlilik akdine saygılı olmayan her iki tarafta felakete doğru yürümekte idi. Ömer i çok seven Emine sabır kavramını çok fazla kullanıyordu.ikamet ettikleri İlçede artık fazla mutlu değildiler. Trabzonun ilçesi akçaabata yerleştiler Ömer çaresiz kalınca anca anladı dünyanın kaç bucak olduğunu başladı bir fırında işçi olarak çalışmaya..fazla sürmedi mutlulukları.. huylu huyundan vazgeçermi. bu defada fırına gelip ekmek alan bir kıza kancayi takmıştı Ömer Evli olduğunu her kesten ve yeni avındanda gizlemişti.. ayni Emine gibi bir av yakalmıştı adı da Hecer.. ilkin Emineye çaktırmamak için her türlü yalanlar uyduruyordu.. canım gülüm bitanem laflar Emine ye sıraliyordu. temiz yürekli Zavalı Emine de ona inaniyordu mutluluğu gözlerinde parliyordu.. bu oylama taktiği Emine yi havalara uçuruyordu. ayakları yerden kesilen Emine ara sıra eltisi ve arkadaşı Fatma ya anlatırdı.. ama Fatma yine eskisi gibi Emine yi uyariyordu abime fazla gövenme
-Emine yok be kız abinin gunahını alma ben onu kazandım..beni çok seviyor bana ettiği o güzelim laflar boşuna değildir..
- Fatma sen yinede tepkinli ol yuları elden bırakma
günler su gibi akıp gitmekteydi zaman içinde Emine ile Ömer in iki oğlu oldu artık Eminenin keyfine diyecek yoktu. aslında olanların farkında değildi o sıralar ikinci oğlunun doğumundan üç ay sonra Ömerin sevgilisi Hacer hamileyidi...Ömerin aşkıyla yanıp tutuşan evinde çocukları ile meşkul olurken akşam erının yolunu gözliyen Emine daha fazla dayanamadı saat hayli geç olmuştu.. fırına telefon açtı.. Ömeri merak ettim eve gelmedi dedi. fırında çalışan Ömerin arkadaşı yenge Ömer bu gün işe galmediki.
-Emine ya nasıl olur sabah erkenden evden çıktı..işe gidiyorum diye
-İşçi Hayır yenge bizde sormadık akşam postası gelir diye
Emine tamam dedi sağol kardeş telefonu kapattı
Eminenın yüreği pır pır ediyordu kafeste kuş misalı.. lakın aklına hemen iyi niyeti geldi eh çok şükür babasına gitmiştir fazla dayanamadı afferin Ömere tabi babasiyla barışmaya gitti..olsun bu kadar küs yeter diyen Emine artık geç olmuştu. yine kocasını merak ediyordu hayal kurmaktan vazgeçti ve kayın babasına telefon açtı aldığı cevap olumsuzdu..Ömer babasına da gitmemişti..tam manasiyla teredüte düşen Emine karakola gitti.. meyer kız tarafın da karakola başvuru da bulunmuş kızımız kayiptir diye..har iki tarafın bu denli aramaları fazla söze mahal bırakmadı.. Emine duyduklarına önce inanmadı sonra bir polis gerçeği anlatınca Emine yere yiğilip kaldı baygınlığı geçtikten sonra gözlerini evinde açtı..ağlamalar sızlamalar başladı..kaçan kızın babası ve annesi Emine saldırdı..Emine kayın babasına telefon açtı.. ama imdadına kimse gelmedi..ertesi günü iki yavrusunu kucağına alan Emine babasın evinin yolunu tuttu.. babası da Emin ye yüz vermedi ve eve almadı..Emine iki yavrusuyla orta da kalmıştı gidecek yeri yoktu.. kedi gibi, iki yavrusunu ordan noraya, kapı kapı dolaşiyordu kimseler kucak açmiyordu..her gittiği ve çaldığı kapı yüzüne kapaniyordu. sanki kiyamet kopacaktı ve dünyanın sonu gelmişti..çaresiz bir halde dolanıp duruyordu..günlerce sokaklarda kaldı.. görenlerin yürğini yakıyordu.. bir baba bu kadar acımasız olamazdı..öte yanda kayın babası da ilgilenmiyordu..hayır sevenler Eminenın ve iki sebiye acıyanlar.. Eminenın eline sadaka veriyordu..daha sonra Ömerin babası merhamete geldi.. köydeki evin anahtarını Emine ye verdi.. o ev Emine nın babasının evinin karşısında idi aralarında bir nehir akıyordu.. Emine babasının Şehire gittiğini gördüğü an eve atmaca gibi konardı annesi bir şey ler gizlice Emineye verirdi..Emine bulduğu yiyecekleri çocuklarına yedirirdi ve küçük çocuk süt emsin diye.. bir şeyler atıştırırdı.. doyacak kadar çocuklar yesin diye bazen ac kalırdı..Ömeri düşünüp dururdu yine bir gün döner gelir umuduyla beklerdi eri ni..ama Ömer kaçırdığı kızla başka bir ilde gününü gün ediyordu Emine ve iki yuvru aklına bile gelmiyordu.. zavalı Emine gün geçtikçe eriyip bitmekteydi adetta sefalet içerisinde yaşiyordu.. tabi yaşamaksa arasıra kasaba ya inen Emine görenleri hayrete düşürüyordü.. sanki her gün üç dört santim kısalyordu yaşlı bir nineyi insana hatırlatıyordu gözler çukurlaşmıştı benzi sararmıştı saçları dökülüyordü perişan bir haldeydi..kasabadan topladığı nafakayla tekrar köye dönerdi.. bazende büyük oğlunu evde bırakırdı artık gücü kalmamıştı sırtında taşiyamiyordu..büyük oğlu annesi kasabadan dönünceye kadar ağlardı..yolda geçen insanların yüreklerini yakıyordu..Emine nın halı yaz ayın kışa döndüğü gibiydi kıraçlara kar yağmişti Emineyi gören sormadan edemezdi kız ne çabuk beyazlandı saçların.. fazla sürmedi bu sefaletlık beş sene içerisinde Emine nın saçları bem beyaz olmuştu..bu olay o kadar Emineye dokunmuştuki gurundan vazgeçip hayata bağlanamadı kendini koyuverdi illet hastalıkta Eminenın bir tarafına yapışmıştı durmadan öksürüp duruyordu.. sanki tüm dünyanın hastalığını taşiyordu. verem kanser zature ne ararsan Emine de mevcuttu doktorda gitmiyordu.. o bir zamanlar hoplayan zıplayan hayata dört elle sarılan Emineden eser yoktu babsının korkusundan annesi iki adımlık yolu bile bulamiyordu.. cehalet kol geziyordu.. Ömer kız kaçırmıştı.. fatursı Emineye çıkmıştı..sanki Ömer değilde Emine kabahat işlemişti..tek bir suçu vardı seviyordu, sevmişti sevilmek istiyordu... ve bu sevgiyi Emineye çok gören Ömer ve ömerler.. bir gün Emineyi ölü olarak ancak çocukların artık ağlamaktan bitkin düşünce ye kadar avazları çıktığı kadar bağırmalariyla yol kenarında geçenlerin duymasiyla öğrenildi.. vadinin karşı tarafta annesi ila babasının duymaması başka bir acıyı eklemişti yüreklere aşkını ve sevdasını yaşiyamdan sefalet içerisinde ölen Emine hatıralarda böyle kaldı. ALLAH rehmet etsin..

Atilla Adsay
Kayıt Tarihi : 6.3.2008 16:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Atilla Adsay