Saati bilmem,
Karanlığı bilirim,
Ayı, yarasayı, nöbeti, taşları,
Birde soğuğu,
Karanlığın simit zamanıdır,
Fırıncı Niyazi,
İki pohça getirdi,
Edirneliydi,
Severdi beni,
Nice açma, pohça yedim, parasız,
Dert etme arkadaş derdi,
Ardından,
Birden o girdi,
Fırladım ayağa,
Korktum,
Beş yedi nöbetçisi,
Basmıştı düdüğe,
Tetiğe basar gibi,
Canhıraş,
Anlamamıştım.
Kapısı kırık,
Pencereleri olmayan yemekhaneden,
Bir ben masada,
O karşımda,
Yatağı boş görünce,
Aramış,
Sormamış tertiplere,
Arkadaşlara,
Ne ağlıyorsun Abdullah,
Anlatamadım,
Konuşmadık,
Derdimi Erdal biliyordu,
Erdal herkesin sırrını bilirdi,
Can dosttu,
İnsan güzeli,
O beni koğuşa gönderdi,
Arkamdan girdi,
Üstü açılmış erlerin üzerini örttü,
Koğuşun masasına oturdu,
Gözleri doldu,
Anası hastaydı bilirdik,
Birkaç kez rastladık,
Telefonda ağlardı,
Ne cepte para var,
Ne mektup yazacak yazı,
Telefonda hanım,
Çocuk hasta dedi,
Hasta,
Doktora götürdük,
Şehre gidecek demiş,
Oksijen tedavisi,
Antibiyotik falan,
O saatten beri uyuyamadım,
Saati bilmem,
Karanlığı tanırım,
Sabah,
İzin kâğıdım hazırdı,
Cebime para koydular,
Arkadaşlar,
Komutanlar,
Gecenin karanlığında gelmişti,
Karanlığın kırık soğuk kapılarında,
Müjde idi sanki
Öyle sevinmiştim ki,
Kalkıp sarılasım geldi,
Ben esas duruşta,
O sarıldı, gözyaşlarımı sildi,
Sen, sarılmadı sanma,
Yüreğimi sererim önüne dedim,
Demedim,
Anlatırcasına baktım,
Ben yollardaydım,
mardin’e,
Hastama,
Çocuğuma, eşime gidiyordum,
Meğer telefonda tembihlemiş bizim ki,
Üzmeyin,
Ağır olduğunu söylemeyin
…
Kayıt Tarihi : 9.3.2011 01:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhami Şenol](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/09/bes-yedi-nobetcisi-tetige-basar-gibi-duduge-basiyordu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!