1970’lerden 1980’lere gelindiğinde günler yine sancılı geçiyordu, adeta bir kartopunun bayır aşağı yuvarlanıp düşüşüydü.
Yaprak dalından düşmüş binlerce dal kırılmıştı o fırtınada, herkes kendi acısını kendi içinde yaşar duyarken toplum yüreklerinde iç ağrısı büyütüyordu.
Ülke 1980’lerin başında dönemsel geçici bir meltem rüzgârı estirse de, özünde hep bir altüst oluşa gebeydi.
Keza işte o iki binli yılların sancılarında şimdi yaşamları her açıdan sarsılan binlerce aileden-insanlardan sadece bir ailenin Metin’lerin öyküsünde yolculuk yapmaktayız.
Onlar ki; yaşamdan çok şey istemeyip kimseye muhtaç olmadan yaşamsal gereksinmelerinin en asgarisini isteyen, rakamların çok büyüyüp yaşamların o denli küçültüldüğü bir ülkenin, tırtılın yaprakta yürüyüşü, karıncanın yiyeceğini yuvasına taşımaya, arının peteğine bal yapmasına benzer kelebek yaşamlarıyla var olmaya çalışanlardandı.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta