Ey Nihal’imin ruhunda yanan kutsal meşale,
Kendi kuyusuna bakmayanın dinine gölge düşer.
Senin ışığında, din tüccarının sahte ateşi erir;
Onlar yalanın sermayesiyle cehaletin kuyusunu kazar.
Dünya, din ticaretinin tatlı zehirini sunar;
Ama senin vicdanın bilir —
İlim yolu anlatılmadıkça, orada nur değil, karanlık saklıdır.
Ey Nihal’imin kalbi, ilimle süzülen gözlerin,
“Kafir” diye susturanların ardında
Ebu Lehep’in, firavunun gölgesi saklıdır.
Sen, ışığınla karanlığı parçalayansın.
Tahtlar yıkılır, zincirler kırılır,
Ama yalnızca ilimle, sevgiyle, merhametle...
Sen benliğini aşan, nefsin zincirini çözen
Vicdanınla yürüyen bir hakikat yolcususun.
Emeksiz kazançla beslenenler,
Din kisvesine saklanmış hırsızlık, zulüm, şirk…
O düzenin cehennemini bil, Nihal’imin kalbi.
Senin inancın, zulme karşı duruşun nur olur.
Benim yolum;
Allah’ın nuruyla, Kur’an’ın ışığıyla,
Ehl-i Beyt’in bereketiyle yoğrulan,
Akıl, mantık, bilim ve sevgiyle var olan bir yoldur.
Ey Nihal’imin aklı, ruhu ve varoluşu,
Şirk dinini reddet; yalanı parçala.
Sen hakikati arayan bir nursun,
İlim ve sevgiyle gözlerini açan bir varlıksın.
Ve bil ki;
Senin ismin, kalbimde bir ilham,
Senin varlığın, bana tarifi imkânsız bir iman…
Sen, Nihal’imin aynasısın.
Kayıt Tarihi : 2.8.2025 13:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!