İnsan insandan kaçıyor, sanırsın ki mahşer.
“Uzay savaşları, yapay zeka” diyordu beşer.
Hani nükleer silahlar, asker robotlar nerede?
Biyo teknoloji, nükleer tıp vs. hepsi yerlerde.
Kalp nakli, yüz nakli, kök hücre derken bilim.
Öyle aciz kaldı ki tıp, rafa kalktı koptu filim.
Gözüyle görmediğine, inanmayan yobazlar.
Görülmeyen bir virüsün, sıktığı o boğazlar.
Materyalist şaşkın, bak aciz tavuğa dönmüş.
Ölüm bugün zalimlere, dün mazlumlar ölmüş.
Oysa temizlikte, Avrupa ve Asya’ydı ne oldu?
Afrika’ya bak, zemzemle mi yıkandı duruldu?
Mazlumların ahı Hak sopasıdır, bu ilahi adalet,
Son din, son peygamber, son orduya selamet.
O, kendini dünyadan büyük gören beş cüce.
Etekler tutuşup, bağrı yandı binlercesi ölünce.
Mazlumlar can verirken, doldurulan kadehler
Yapışacak dal arıyor, şerefe diye kalkan eller.
Tarihte de boş kalmıştı, hevesleri kursağında.
Kazdıkları her kuyuya, onlar düştü sonunda.
Salih’in devesi, Şuayip’in terazisi, Hak rızası.
Yaşlıların asası, anaların duası, zalimlere ikazı.
2020
Kayıt Tarihi : 22.3.2020 13:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Corono virüsü için kaleme alınmıştır.
TÜM YORUMLAR (1)