Oturduğum ev, büyümeye yürüdüğüm sokaklar
Lisemin koca duvarları
Alaeddin Tepesi, Meram Bağları
Havasını soluyup, adımladığım caddeler
O şehir yine bildiğim gibi mi?
Kimler oturur şimdi çocukluğumun evinde
Düşündükçe seni bir denizkızı olur
Gelir uzanırım sahillerine
Güneşin kurutur gözyaşlarımı.
Bütün renkleri dolar içime dünyanın,
Gözlerine bakınca.
Kum tanesi olur savrulur dertlerim
Kış yapraklarının ardına gizlediğim
Güneşimi alıp da elime
Ben geliyorum sana
Ver yüreğini yüreğime
Küçük bir kızdım yanakları çilli
Seviyordum kara yağız bir genci
Bir vardı bir yoktu
Bayramlarda geliyor
Yüreğimi alıp gidiyordu bayram sonu
Onun sesi sürükledi beni
Yanıma gel dostum derdimi dinle
Dinle de yaramı deşiver gitsin
Anlattır bana o eski aşkı
Kalbime bir hüzün salıver gitsin
Yürürken peşinde bir gölge gibi
BİR DAMLA ARIYORUM
Gözlerim gibi ıslak bir İstanbul akşamından
Sevgi körü gözler, sevda sağırı kulaklar
Bir neslin geleceğini
İnatla bozuk para gibi harcayanlarla dolu
Hayatın tam ortasında
Yalnızlığımın orta yerinde
Usul usul bir sevda doldu yüreğime
Benim sevmeye engel kırılmışlıklarım vardı.
Tamir edilmez sandığım
Bütün kırılmışlıklarımı seninle onardım
Çığlık çığlık susuyorum sevgini
Haykırmak istiyor,
Kalbime saklıyorum.
Ne zormuş sevip te söyleyememek
Sana tel örgüler ardından bakıyorum.
Sen bilme
O gece,
Mehtap suya düştü
Sen gönlüme.
Oysa
Gece kadar karaydı gerçekler
Çok şey söylüyor şiirlerinde, ancak bir o kadarda çok şey saklamak istiyor mısralarında.
Yalnızlığın bir kesişim noktası gün ile gece ayrımındaki gibi...
Seha Okuş Sende kalmak istiyor haberin olsun ok? Aramalar sürgünde olduğu için buradan ulaşmak istedim :)