Duvarlar beni sislerin gürültüsünden koruyamaz,
cam kırıkları, tel örgüler, yere düşen tüfek, tampon bölge
koruyamaz beni, koruyamaz.
Bu gaddar şehirde binlerce şafakla yüzleştim
ve her şafakta yaşamak sarıldı boynuma.
Hayatlar,
köhne duvar kenarlarında pişti
her hayat farklı algıladı kimsesizliği
kimi kırılgan,
buzullarda yürümek gibi,
kimi kaçış içinde,
kuşların göllere bakmasıyla eşdeğer.
Dünyaya çarpan fikirlerim vardı benim
gece gezilerine çıkanların,
bitkinliği Kant caddesinde bırakmalarını önerirdim
çünkü Kant, pratik akılla kurmuştur bu dünyayı,
geceyi mahvetmek isteyenlerin
o çıkmıştır karşılarına Berlin’de.
Göllerde oynaşırken hayat kabarcıkları
herkes için bir ağaç büyütürdüm içimde,
bu şehirden intikam almak isteyenler ise
yok saydılar ağaçlarımı.
Şimdi soruyorum,
pencerelerden sarkan ölü başlarına,
kuşları yemlendirenler mi makbuldür
yoksa onları öldürenler mi,
duvarlar neden bitmez bu şehirde,
sisli bir günün akşamında
isterim sevdalar tutsun ellerimi.
Kayıt Tarihi : 24.3.2013 21:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüdai Ülker](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/03/24/berlin-de-sisli-bir-gunun-aksaminda.jpg)
kaleminize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)