Sen insanoğlu nasıl bir mahlukatsın akıl sır ermez
Gamsız, sevgisiz, saygısız
Bağırış çağırış içinde rezil bir hayatın peşinde
Aşktan yoksun, nefretin kıyısında
Yapmaması gereken her şey aklında
Bastığı yerler talan
Korktuğun gün yakındır belki de
Birkaç ufak fizik bilgisi ele verir her şeyi
Evrenin genişlediğine kanıt olarak yıldızların renginin kırmızıya kayması gösterilir
Bilmem tanıdık geldi mi sana bu ifade
Belki de modern ve klasik fiziğin zıtlaştığı noktadasın
Yol arkadaşın yoluna giderken mi ışığı kırmızıya döndü
Kördür çoğu zaman duyamaz
Sağırdır bazen göremez
Laldır koku alamaz
Çoğu kez sever hissedemez
Köşebaşı bayat simidi tadında
Kör düğüm, feryat figan bir topal
gidiyorsun şimdi bir gölge misali
karanlıkta var olan güneşte kaybolan
o nedendendir ki gözlerim kapalıyken var olan her seferinde
kırıcısın
kırıcısın çünkü aynı dünyada bulunurken sen bulmadın beni
aramadın bile belki
ne kadar kötü olursan ol seni hoş görebilmek için
ne kadar zulüm edersen et seni masum görebilmek için
ne kadar kederle bütünleşirsen bütünleş
kendimi hor gördüm de yine seni öyle göremedim
itiraf edemedim kendime bir duyguyu ilk kez tadan çocuklar gibi
sevmiyorum, istemiyorum
ne duydum ne gördüm senin gibi var olanı
her telde daha çok savrulanı
savrulurken de kendine buğulu gözlerle bakanı
ne duydum ne gördüm senin gibi yaşayanı
kendisi yaşamadığını iddia etse de
yanından geçenleri bile yaşama bağladığını
susunca
susunca konuşmaya başlar asıl insan
susunca dolar taşar dillere kepenk gibi kapanmış her kelime
her hecede daha çok vuku bulur
her cümlede daha çok yokluğa savrulur
savrulan sadece kendi olsa yine iyidir belki
Hepiniz ne çok bahsettiniz sevgiden,aşktan
Günün ortanca saatlerinde gördüğünüz sanrıları aşk
Sadece yüzlerine bakarak kendiniz kandırdığınız anları Sevda sanarak
Oysa bu ikisi yaşarken ağza dolup taşacak
vazgeçip,kaybettikten sonra dillerinizi acıdan felç edecek kadar güçlüler
Her şey iki paralık edilmemeli bu hayatta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!