"Yaşamım, kırlarda ve sokaklarda koşarken her düştüğümde kalkmayı öğrenen, yanında insanlar olsa bile tek olduğunu anımsayarak geçti. Gözlerimi açtığımdan itibaren başıma gelen pek çok olayın yegane sorumlusu olduğumu fark ettim. Ahengi sağlayan ise şairliği ve okumayı adadığım vaktin bir kısmını yeni şairler keşfetmeye ayırdım. Kendi bestelediğim dörtlükleri sizlerle paylaşarak mevcudiyetimi ifade ettim. Okuyup beğenenlere saygılar ve sevgiler, iyi okumalar."
Yüz yıl önce özgürlüğe kavuşan
Puslu yolda kaybolmuş bir devletin
Her köşede kuyular var dolaşan
Hikayesi bu çağın ve milletin
İnançların pazarında satılan
Gör bir ışık karanlıkta parladı,
Etrafına insanları doladı.
Siyah perde dağılıp bir yol açtı,
Gül kokulu yollar ona bağlandı.
Ne cennet bu ne de bir düş âlemi,
Ey gönül, bir yangın düştü içeri,
Madımak, dert ile sardı her yeri.
Bir zaman güllerle dolu bahçesi,
Şimdi kül, hicranla dolu her yeri.
Nerede âşıklar, nerede yâran?
Baharlar soldu gitti sessizce,
Yorgunluk çöktü şehre gizlice.
Yirmi beş yıllık derin uykuda,
Gençlik kayboldu batı yolunda.
Taş duvarların soğuk yüzünde,
Bu köhne diyarı sarsar bir uyku,
Sır perdelerinden düşer bir korku.
Semada bir ışık, akşamdan beri,
Uyan ey kalplerin sesi ve eri!
Bu yurdun bağrında közlenmiş sırlar,
Mükemmel.