Kısa sorusu kadar acıklı bu hayatı
Kimse umursamaz başkası için yaşamı
Bekliyor herkes kardan aydınlık sabahı
Gelmese de çiğnemem insanlık yasamı
Gönül almaktan daha kolaydır kalp kırmak
Hey sen ordaki, anlatma bana insanı
Kalbe kazınan her şiirin, vardır kendi lisanı
Dalar bazen uzaklara düşünür içinden
Aklındadır kalemi, lakin yoktur imkanı
Yüzleşmesi gerekir, yolu yarılamıştır geçmişi
Aralandı kapaklar kan dolmuştu içeri
Son yakarışlar yerini acıya devretmişti çoktan
Tüm uyak düzeni bozulmuş
Anıların tarif edemediği kıtalar yok olmuş
Ve atmaya başladı tekrar
Bu şiiri bir otobüsün arka koltuğunda karanlık yollara dalarken yazıyorum.
Yüzünü görmeye tahammül edemeyeceğim insanın suretini gökyüzünde arıyorum.
İlk yalnız savaşım değil acımasız dünyayla,
Hiç dinmiyor yaram bense her seferinde yeniden kanıyorum.
İçimde bir nefret dolduruyorum, sana karşı
En yakın fırsatta koşarak giderken kollarına
Hep bir engel koyuyor hayat, yollarına
Bu bir imtihan deyip geçemiyorum artık
Çünkü sebep oluyor, en duygusal yıllarıma.
Gelecek için planlar yaparken, ben
Gözlerinde gördüm hissizliği, acımasızdın
Bi korona değildin ama, acıma sızdın
Şimdi ise bana laleler de düşman
Hücremde ki son atom da, sana kızgın
Birbirimizi çok sevdik ama
Delinmez dağların ardından
Bakarken sonsuz ufuklara
Bir sen gelmedin ardımdan
Açılan yozsuz limanlara
İçinde Mağusa bulunan bu yavru vatan
Gözlerimden akan yaşlar süzülür yaprak misali
En derin yerimden, yüreğimden çıkar
Bir söz bırakırız, baş yapıt emsali
Yaprak döken tek mevsim, değil sonbahar
Her geçen saniye bir parça kopar
Issız güneşin batışı gibiydi gözlerin
Son yok oluşuydu kor ateşteki közlerin
Ve gitti sıcaklık ay doğmuştu yüreğe
Son kez göz kırptı kulağa fısıldadığın sözlerin
Bir uyarı bıraktı, soğuk vurdu gece karanlığa
Durma, akarken kanayan yara bağrında
Sorma, aşk-ı kudreti en duygusal anımda
Sensiz bir yanda kalır aklımda, zaafımda
Bir tek sen kurumadın şu kanayan yaramda.
Akıldan silinir mi verilen o sözler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!