Bir şehir uyuyor,son demeri gecenin...
Can çekişiyor ışıklar,sokak lambaları yorgun...
Alaca karanlıkta baykuş sesleri var.
Hurda otobüsler geçiyor gürültülü,
ve pala bıyıklı çöpçüler,elleri ceplerinde...
Bir küçük simitçi,bakışlarında uykular saklı,
Güneş mi unuttu doğmayı bu sabah,
Yoksa ben miyim ışığı görmeyen?
Gölgeler uzadı, sesler sustu,
Adımlarım ağırlaştı bu sessizlikte.
Gerçeğin peşinde yollara düştüm,
Artık biliyorum,
Her düşüş bir vaktin habercisi,
Ve her bekleyiş, içimdeki dalgayı daha da büyütür.
Sen, bana hataları unutturan,
Her adımda başka bir yük verensin,
Bana hangi yolu göstereceksin şimdi?
Geriye dönsem,
Bir başka yol aynı sona varacak,
Ve her çıkış,
Kendi duvarını örmüş ardında.
Düşüncelerin ağırlığı,
Dizginleyemediğim atlar gibi içimde,
Bir an duruyorum,
Ayaklarımın altındaki toprak,
Her an kayacakmış gibi,
Ama düşsem bile tutacak bir şey yok.
Sana sormadım;
Düşmekten korkmam mı gerek,
Benimle savaşta her şey bana karşı
Ve hepsi benden yana.
Ölüme inat yaşamakta sebat eden ben
Günahlarla beslenen nefsim ve şeytanım.
Aşk bir kıvılcım gibi düştü yüreğime,
Ve ölüm, gölgede saklanan bir sessizlik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!