Kalemim kırmızı yazar, kağıdımın rengi denizden,
Köpürmüşcesine beyaz yer yer...
Bir çizgi çektim; bir boydan bir boya
Kırmızıdan oldu ufkum.
Kağıdın tam ortasından bir damla yukarıda.
Bir tayın nalına mıh bu ben
Bir çayın yatağında kum bu ben
Bir rüzgarın yoluna dal bu ben
Bir el değiverse elime tüm bu diyara, Şeyh bu ben
Sustugum kagıt tugla kırmızısı
Perdem güneşten aşırmış rengini
Kalbimde renkli bir köşk
Dudağımda samimi bir şaka
Hatıralarımda akça bir sokak
Şimdilerde çıkarmaktan utandığım
Bir mendil cebimde çocukluk
Benim beyaz, ipek çocuklugum
Patiska kumaşlar
Kuşburnu yüklü dallar
Mavi sarı beyaz uçurtmalar
Bir bisikletin ardında sürüklediği tozlar
Şafak Koynunda Doğardı
Titrek gün ışığı
Tutarsızlık...
Bu kelimenin örneğini temsil eder olmak...
Hayat, ufuga karadan uzanan maviliklere özenmis
Ben bir avuc kumunu avuclamak istedim
O beni göğe savurdu...
Ben burnuma tuzunu doldursun istedim,
SuSar Sözler
Seni Söyler Sade
Sevenler Seni Seyreyler
Su Sana Seyirtir
Sazlar Senle SuSıp
Senle Söyler
'Burdayım' ötüşünü dinlediğimiz kuş yok
Yüzümüzü yıkadığımız kaynakta,
Silgimin bıraktığı izler var geride.
Yaz yine...
Seninkilerin üzerine mi?
Bir makas teması ve süzülen yapraklar.
Damlıyor, sızıyor an be an;
Küçük göletin puslu suyu.
Kayalık bir çaglayandan dökülüp
Güneş pembesi denize...
Katışıyor çokluga,
Yitiriyor benliğini her bir damlanın tuza boğulmasıyla...
Dağdaki sedirlerin golgesinde
Böceklerin eşindirdiği yaprak yaprak toprağa
Tırnaklarını daldırmış biri var
Onu unut
Dinleyelim mi? ?
Bir kaç dakika sade
Şiir toprağın altına sızıp
Bahar da kucağına çiçek olup yağacak
Gundonumleri sıklığında
Gözüne girmek için yepyeni bir yıldız kayacak
Tenha bir dağda miskin yolcu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!