Baksana, güzel değil artık bu bahçenin çiçekleri.
Bunca öfkeye borcunu ödeyemediğin gibi,
nasibini almış yapraklar.
Önümüze dökülürken izlerdik yağmurun gidişini,
ne oldu ki şimdi bunca sebep gibi anıya.
Sessizliği duyuyor musun?
Muhafaza edilmiş bir takım hayeller,
farksızdı vaatlerden.
Kifayetsizdi insanlık
ve noksandı medetler.
Aşırılırdı imkanlar,
unutulurdu hüsn.
Meltem vurur saçlarına,
gözleri, gözlerime baktıkça.
Deniz kıyısında bir yerde,
ayaklarımızın altındaki kumlar
içimizi ısıttıkça.
Ellerim, ellerine kavuştukça
Sıcak kumların üstünde yanıyor ayakların,
güzel bir günün güneşiyle doğmuşken.
Gökyüzü parıldıyor sana el sallarmış gibi
sen de ona el sallıyorsun gülümseyip.
Çakıl taşlarına bakıyorsun sonra,
orada ne gizli saklı diye...
Bu yamalı sokakların
kandiliydi benim ışığım.
Görüverirdim önümü bir şekilde,
yürüyebilirdim kaldırımlarından.
Islanmış ümitlerim ve hor görülmüş enerjim,
geride kim kalıyordu ki benden başka.
Ateş yanar insanın mahiyetinde,
yağmur bile söndüremez
her ne kadar istese de.
Sema bir kez daha söyler
yolun şarkılarını.
Teninle birleşir toprak ve su bir daha,
Bir uğultudan ibaret kalmış dışarısı
Geceleri öyle ıssız, öyle sessiz ki
Yapraklar süzülüyor ağaçların tepesinden
Kuşlar girmiş kavukların içine
İç içe girmiş sokak köpekleri ve kediler
Ağaçların, otların rengi solmuş
Sessiz geçen vakitler,
sağırdır vadiler.
Üstümde yamalı bir balapuş,
yardım et dost, üşüyorum.
Geçmişten kalan bir ezgi,
usanmadan mırıldanıyorum.
Harfleri okunuyor uzaktan,
adını yazdığımız sevgimizin.
Üstünü karalayalı çok oldu
ve her şeyimiz ihanete dönüşeli.
Lehine yazdığım onca şiir,
karardı ateşin renginde.
Ölgündü insanlar,
ya da gözlerim için böyle.
Sıkıldım mana aramaktan
ve uhteleri dinlemekten.
Buhuydu sadece seninki
ama bilmiyordun,''ne hakkı?''
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!