BERİVAN-II-
’Gidip Fransa’da cezayirli
İran’da azeri, Amerika’da zifiri zenci olacağız
çoğalan zenci de mutlaka kızılderili/İsrail’de Filistinli olacağız...
köpeğin karşısında kedi, kedinin karşısında kuş olacağız
kuşun karşısında börtü böcek...’
(Nevzat Çelik)
I
Bunalım taciri akşamlarda efkar kokardı Berivan
amansız ayrılıklarda gözü yollara, elleri kelepçelere rehin kalırdı
pusuya yatmış namluların ucunda yalnızlığa hüküm giydi aşkları
sefaletin büyüdüğü yaslı coğrafyalarda yosun tuttu şarkıları! ..
II
zaman daralıyor Berivan, kimimiz kimsemiz yok! ..
feodal depremlerde yitirdik sevgimizi, rengimizi Berivan
doktorlar ameliyat da içinde unuttular ömrüne saplanan bıçağı! ..
hepten unutulduk Berivan hepten! ..
’yolları hep aynı noktada kesişen iki tren yoluyuz seninle’
sen benim hayatta kalma ihtimalim,
bense ’tırnağınım senin, sen kestikçe ben uzarım’
bir anlamın yok senin, sevginin küresel bozukluğunda
uslu durmadın ve polisin dur ihtarına uymadın! ..
aşkı zimmetine geçirmekten gözaltına alındın
şimdi ağlamanın vaktidir ’F tipi’ yalnızlığına
III
bak aşkıda pleybek yapıyorlar Berivan
ne aşk da süreklilik vardır oysa ne de hayatta
biz yanarız, üstümüze kilitlenen yangınların içinde
bu kentin bütün sokaklarında, şiirin bulvarlarında
çok eski bir türküsün dudaklarımda söylemeyi beceremediğim
ama sen Berivan
şehirlere açtın yalnızlığını, bunca sürgün yaralarda
kalbin kazanmayı bilmiyor, ayağı kırık bir at çaresizliğinde
kalleşler beni nişan almışken, sana isabet eden kurşunlar
kaybettiğim bir şiirin kederi ve hayatıma dahil ettiğim yenilgimsin! ..
yaşamın senden sonrası, ne çok benziyordu oysa ölüme
hakların Berivan, hakların nerede?
haber değeri bile taşımadı, ihmal edilmiş
ve sinemaya uyarlanmış hayatın
saçlarını artık aç ve salıver rüzgara
ve bir sarılıver kimsesizleştirilmiş, hırpalanmış, rutubetli hayallerine...
IV
görüyor musun Berivan?
çocuklar hep karamsar, hep acıkmış bakacaklar dünyaya
vahşetin, zulmün, yoksulluğun kıskacında! ..
sesimi yitirip bulamadım, sustuğun yerde
bana ait bir sesim bile yok artık...
beni bu yollar, bu göçebe ayrılıklar, bu şiirler mahvetti! ..
her gece saklandığım, ölümü tahrik eden şiirlerde, eğrilip doğrulurken
ben aşkınla tarumarım Berivan
sicilim bozuluyor ve saçlarına dolanıyorum gecenin
bir türkü’ye karışıyor yaralarım, duyuyor musun?
/’yaktı beni köz eyledi, çok ömrümü az eyledi
doksan dokuz yaram vardı, senin sevdan yüz eyledi! ..’/
seraplarına ancak dicle yeter Berivan
bir kez başladın mı yenilmeye, kendini siper edersin,
kim olduğunu yitirdiğin yenik şehirlerde
birbirini zehirleyen trajik bakışlı kalabalıklarda
savruk, suçlu ve onarılmaz memleketsiz yalnızlığın! ..
V
kimsin sen Berivan?
hangi hesapların paraüstüsün! ..
kimsin sen Berivan?
bir sokak çocuğunun alınyazısı mı! ..
bir inşaat işçisinin yorgun omuzları mı?
bir fahişenin eksik görülmüş rüyası mı yoksa! ..
şimdi kim anlar seni?
kim alır öcünü hayattan
kim bastırır, ömrüne başkaldıran isyanlarını! ..
hangi seslerde yankılanır-
’hangi yaşamaklar dindirebilir iç kanamalarını’
hangi şiir emer aykırılığını/diyalektiğin tarihe gömülüşünde
hangi kalabalık dinlenir, yalnızlığının gölgesinde
VI
bu kentler bizi alt etti Berivan
henüz içi boşaltılmamış, ama çürümesi kaçınılmaz umutlarda
sen artık kendine ve kentine dön
yoksa kaybolursun başkalarının hayatlarında
hadi topla yalnızlığını, kalk gidelim Berivan
bu karanlıkta yaşam hakkımız yok bizim! ..
(Birdal Erdoğmuş/2011)
Birdal ErdoğmuşKayıt Tarihi : 19.3.2011 15:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Birdal Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/19/berivan-ii-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!