Berivan'a;
belki,
kahramanlar çağından miras kaldı
belki de.
soylu yiğitlerin arenasından
hiç sönmedi
kanlı kızıl kubbelerden ışıyan ateş
bir çakmaktı gözleri Berivan'ın
her çaktığında
umuda ışık hızında bir yol alıyordu
bazen yırtıyordu geceyi
ikiye bölüyordu bir kılıç keskinliğinde
bazen de şafağında beliriyordu umudun
üç bin yılın kahrını sırtlamış
bıkmadan,usanmadan
adı saklı
adı yasaklı
adı bilinmeyen
adı konulmamış,bir çoğrafyaya taşıyordu
dolu dizgin
kutsal zagrosların doruğundan
haydut ovaların enginliğine
destansı bir yürüyüşü vardı
her gülüşüne bir gül takıyordu Berivan
babil'in asma bahçelerini andırıyordu saçları
buram buram ülke kokuyordu
belkız'ın güzelliğine gölge düşürmüş gibiydi
güneş ülkesinin nazlı gelini
öpüyordu dudaklarından özgürlüğünün
bazen keskin bir bakışı
bazende ilk eylemin heyecanı vardı
yoksulluğun direnişle kardeş olduğu
ve sözlerin zamana yenik düştüğü
bir coğrafyaydı burası
güneşin gölgesinde saklı tüm gerçekler
kutsal zagros orkestrası eşliğinde
mırıldanıyordu
her ritminde ütopyasıyla buluşuyordu
Berivan'ın
ıslak meşe ağaçlarının yapraklarından
sıçrayan damlalarla ıslanıyordu
zamana yorgun ayaklarla
yaşamın ağır tonunda yürüyordu
firuze taşların arasından
ayaklar bir birini izlerken
tasavufi bir çağrıya yöneliyordu sanki
sessiz bir film misali
harabeye dönmüş kentlerin enkazında
yitik ülkenin resmini arıyordu
ve hiç büyümeyen
esmer tenli çocuklarını...
06 Haziran 2016
Ahmet BaygümüşKayıt Tarihi : 6.6.2016 09:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!