BERİA I
bir bulanık karanlıktır çöker üzerime
gayrı kaldıramam
gücüm yetmez
serpilir en derin köşelerine yalnızlığımın
bir tutam yıldız olur gözlerin, ulaşamam
avare duruşlar gölgelenir köşe başlarında
ayak sesleri korkak ilerler
serenatlar kayıptır ıslıklarda
sen… sen yine yoksun
yüreğim bir garip serzeniştedir şimdi
hayalin durur heyulasında yalnızlığımın
öyle kaçamak öyle yalancı
ortasında gecenin
nergisler açılır salkım saçak
sen… sen hala yoksun
anlatamam mecalim kalmadı tükendim
işte sen orada
umursamaz bakışlarınla duruyorsun
ayışığı altında ne de güzelsin
saçlarına yıldız düşmüş
bu kahrı çekecek gücüm kalmadı
çıkamam yitik masallardan
sen…. Sen hala yoksun
nedendir şikayeti anıların
küflenmeye yüz tutmuş geçmişim
neden canlanır olur olmaz bilmem ki
sabırlar içerim kadehler dolusu
yine de olmaz
hayalin tükendiği yalnızlıklarda
yine de sen çıkarsın karşıma
kurtulamam
döner düny abaşşım döner
kulaklarımda sesin
bir büyük işkencedir
dolaşır ayaklarım
uzar mesafeler
çıkmaz sokaklara girerim
kaçamam senden
sen … sen hala yoksun
karanlık bulandıkça bulanır
umut kalmaz ışıktan
çareden umut kalmaz
büyüdükçe büyür yalnızlığım
kirlenir hayalülkem ağıtlarımla
sen… sen yine yoksun
şikayetim cevap almaz
kaçıncı boş döner ellerim
yıkarım adına kurduğum sarayları
ölürüm kahrımdan
ve sen karanlığın ötesinde
gülümser gibi durursun
saçlarında yine yıldızlar
bakışların yine umursamaz
sen… sen hala yoksun
tükenir sabrım
durur dünya başım durur
vurur inadına yüreğim
bir deli rüzgar olur savrulurum
hüzzam şarkılar tutturup da sonunda
ne kadar bulanırsa karanlık
o kadar büyür yalnızlığım
o kadar büyür aşkım
sen… sen zaten hiç olmadın ki…
yokluğun bir amansız türkü dudklarımda
bir yarım kalmış mısra
ağlamak ne zordur yarınlarnda hasretin
ne ağır
oysa var olan tel şey yokluğun
şimdi şiirlere
seni sığdırmaya çalışmanın utancındayım
bir ayrılık türküsüde
bir garip hasetin ellerinde tutsak
oysa var olan tek şey yokluğun
ellerin ayakların
kaybolup gider bir rüzgarda sesin
şebnemler düşerken güle
ille de gözlerin BERİA ille de gözlerin
tutup çıkarsam yokluğundan
aydınlanır dünyam
oysa var olan tek şey yokluğun
dağların gölgesi büyük olur
büyük aşkların hasreti büyük
söyleyemem hasretimi
aşkımı dökemem mısralra
sen ordasın hala
umursamaz bakışlarınla
kahreder aynlar
mahkemelerde mahkum kalırım
zindanlarda mahpus
oysa var olan tek şey yokluğun
onu da çalamazsın ya
dağılır sisleri karanlığın
yokluğun kar etmez
gülüşün incitmez ruhumu
yokluğunda ölmem ya
bir ulu çınar devrilir kalır
sereserpe kolları
gör nasıl ağlar yalnızlık
susakalır gece
saçlarında yıldızlar
gör nasıl dökülür avuçlarıma
bakışların kalakalır gecede
yapayalnız
yoklunda ölmem ya
bir ateş düşer ortasına karanlığın
nasıl titrer gölgler
nasıl korkar
bakışların umursamaz olsa da ne kadar
ordtasında yalnızlımın
gör bak yüreğim nasıl atar
yokluğunda ölmem ya
durma git
gidişin alamaz yokluğunu
hadi git…
bakışların kalakalır gecede
saçlarına düşer yine yıldızlar
gülüşün yine aklımda kalır
yaşar yine yalnızlığımda yokluğun
yokluğunda ölmem ya
SEN SEN YİNE YOKSUN
VAR OLAN TEK ŞEY YOKLUĞUN
ONU DA ÇALAMAZSIN
YOKLUĞUNDA ÖLMEM YA
Fatih Şahin IşıkKayıt Tarihi : 31.5.2009 12:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!