Berhudar-ı Aşkname

Ismail Kaan Kaygısız
8

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Berhudar-ı Aşkname

Boş gezen bir kalbim vardı benim,
Sen yar olmadan önce.

Kayboldum gözlerinde birdenbire,
Bende oldum gayr-ı akıl.

Dehlizlerde kaybolmuş yüreğim,
Senin abb'ınla yürüdü.

Andelib-i aşk kondu sana,
Benim yüreğimden uçan.

Bilerek besledin sen onu,
Tesell-i kalp ettin.

Sen bende baki oldun,
Aşk-ı abab ettim.

Ben her yaklaştığımda,
Kalbimi alem-i berzah kıldın.

Kabrime gelme istemem,
Bir cinan-ı cennet yeter bana.

Böyle yarattıysa yaradan seni,
Cenneti hayal edemem.

Eğer cenneti arıyorsan,
Bastığın yere bakman yeter.

Senin olduğun cihan bana.
Cennet-misal yuvam eder.

Yine yalan söyledin bana,
Yine kandım sana.

Sevmiyordun beni anlamıyorum,
Ben ne ettim sana.

Ne buldum bilmiyorum sende,
Verdim kalbimi sana.

Bir aşk-ı şedid doğdu bende,
Senin o bahar bakışlarınla.

Yerle bir edersin beni,
Bir tek soluğunla.

Güzel seviyordum seni,
Güzel bakmayı bilmiyordun.

Güzel seveni görmüyorsan,
Güzel bakmayı bilmen gerekirdi.

Beni sevmeni istemek ancak,
Dilsizden laf koparmak gibiydi.

Tek kişilik bir yolda,
Seninle gitmeye çalışmak gibiydi.

Senin acılarınla yar,
Benim kahrolmam gibiydi.

Uzaklardan gelirim sana,
Sen sanarsın mecazı aşk.

Nar-ı aşk'la yanar tutuşur oldu,
Bir su dökmedin şu merd-i garib aşk.

Kış güneşi sıcaktır,
Yakar ama ısıtmaz.

Yarimin yüreğide sıcaktır,
Yakar ama ısıtmaz.

Tek dostum gözyaşım,
Senden beri hayatımda.

Yıldırımlar çakar yüreğime,
Ama tek bir damla yağmaz.

Bulutlar bile ağlar halime,
Sular akar üstümden, yağmaz.

Lezzet-i muhabbeti tadamıyorsun.
Ne dilsizler gördüm gurme,

Bazı şeylerin değeri,
Kaybedilmeden bilinmiyor.

Değersizim bu yüzden,
Beni kaybetmeni istemedim.

Altın olmamı istiyordun,
Herkez sever o zaman beni.

Ben demir olayım sadece,
Anlayan bilsin değerimi.

Başkalarıyla tekellüm ediyorsun,
Cürm işlemiş gibi, ebsarıma bakarak.

Biliyorum onu seviyorsun,
Benim yüzüme bakarak.

Ben ise kumar oynuyorum,
Seni yanlız bırakarak.

Gözyaşların sular seller olur,
Bir başkasına akar.

Bana akmayan yaşlar,
Yine beni boğar.

Masumane bakışlarında bulurum,
Kendime bakan kaderimi.

Arafta bıraktın sensiz,
Ruhsuz gezen bedenimi,

Benim kut-u kulubum'dur,
Senin bir bakışın sine.

Suya düşen düşlerimle,
Beraber yüzüyorum, boğulmadan.

Gösterdiğim ayn-ı muhabbet benim,
Bi-mihr bırakma beni.

İlk sevdiğimden ayrıldım,
Bu aleme yolladı beni.

Ölüm kavuşturacak bir tek.
Ama yinede kavuşturacak.

Tek tesellim odur benim,
Sana kavuşma hayallerim.

İlk sevdiğime kavuşacaksam,
Son sevdiğim de bekler beni.

Sen bana yaradanın emaneti,
Nasıl bırakırım bu alemde seni.

Bana şair diyorlar,
Ben şiir bilmem haşa.

Halbuki yaradanın,
En büyük şiiriydin sen.

Aks-i misal olsa kalbim,
Olur meydan-ı mahşer.

Ben olmuşum aşkından ahbel,
Sen sanarsın ki beni ahver.

Toz duman olmuş kalbim,
Bir esintiyle savrulur

Esintiyle savrulan saçların,
Benim aklımıda savurur.

Bana saldıran bakışların,
Son kalemide savunur.

Ateş böcekleri etrafımızda,
Bu gece burda sonbulur.

Dökülen yapraklar anlatır,
Bendeki o sen aşkını.

Ezhar-ı bahar kıskanır seni,
Bil'intikal edersen yanlarına.

Ağlamanı izlemek dağlar beni,
Ölmeden ölmeyi tadris ederim.

Saçının bir teline kıyamam,
Islatma o güzel gamzelerini.

Sen ağla yarim,
Ben silerim yaşını.

Başkasını bul diyorlar,
Kimse senin gibi değil anlamıyorlar.

Kelimeler boğazımda düğümlenir,
Anlatamam anla anlatamam.

Duygularınla oynuyorlar,
Aslında beni yoruyorlar.

Cümle alem duysun beni,
Aşknamem bağırır seni.

Sevmek suç bu diyarlarda,
İdamımı bekler oldum.

Son dileğimi sordular,
Yine seni ister oldum.

Sen bile olacaksan zeval-i hayat,
Ne güzel şeydir ateş-i seyyal-i memat.

Benden önce olursan zeval-i hayat,
Merak ederim ben sensiz naparım.

Mezarını arar iken kaybolsam,
Çiçek bahçesine girer kazarım.

Sonbahar da bile sen varsın,
Bahar olmadan son olmaz.

Bir bilinmezliğe yelken açtım,
Senin kalbine demir attım.

Hesap günü geldi çattı,
Ben nasıl açıklayacağım seni.

Sorarlarsa eğer beni,
Arafta bekler sizi.

Kalbim olur pare pare,
Cerh eden sensen, ilacıda sensin.

Hüzn-ü masumane bakma bana,
Lev'am i'tila eder.

Sensizlik yüreğimi dağladı,
Ah ü fizar ettim köşelerde.

Denizler misali mavin vardı,
İz bırakmış kalbimde.

Gökyüzünün sonsuzluğu vardı,
Sensizlikle kavrulmuş yüreğimde.

Kuşlardan daha özgür bedenim,
Senin bakışlarında tutsaktı.

Her yerdeydin sen,
Toprakta, havada, suda.

Ama bi bende değildin,
Hiç bendede olmadın.

Mecnun düşermiş çöle,
Yar benim leylam yok.

Vay bu bedenin haline,
Yaradan bana emanet etmiş.

Başkalarıda vardır derler,
Gözlerim kör olmuş görmez.

Ondan hayır gelmez derler,
Hangi alem aşkında vardır hayır.

Bana artık deli derler,
Buyur artık sen kayır.

Bu alemdeki azab-ı elim sensin,
Kat ve katda cennetim.

Benim bir cüz'üm sensin,
A'raz'ım bakışların.

Medar-ı muhabbetim sensin,
Bir o kadarda ayn-ı elem.

Evvel-i fıtratta tanışmışız seninle,
Hala sanarsın bu alem.

Evvelimde sendin ancak,
Ezelimde sen.

Rah-i aşk'ım dikenli,
Ayağını seven gelmesin.

Bezm-i aşk'da bulundum,
Yine seni dilendim.

Aydınlığı anlamak için,
Karanlıkta çalışıyorum.

Sesindeki aşkı bir ben duyuyorum,
Kalbindeki boşluk bir ben oluyorum.

Suskun gibi duruyorum fakat,
Seni sadece ben düşünüyorum.

Velehzede olmuşum,
Müfecci' sözlerinle.

Gönlümün tahtına oturdun,
Bu diyarın sultanı sensin.

Emret yüreğime,
Önüne dünyaları sersin.

İlk tecrübem sendin,
Hatalarımı affeyle.

Bir acizlik ettim,
Seni çok sevdim.

Ölümün sessizliği,
Kulağımı çınlatır.

Sensiz bedenim,
Cesedimi andırır.

Çok yakındır Azrail,
Kapımı sana çaldırır.

Girişi olan,
Ama çıkışı olmayan yolda.

Ölmek zorundayım şimdi,
Gerçekten ölmeden.

Lev'i-garam oldum,
Olmuşum boş bir beden.

Benimkisi bir aşk masalıydı,
Karakterleri sonunda ölen.

Beni senin yanına gömsünler,
İnşikak-ı kulub'un derinlerine.

Gel artık vasl olalım,
Ben göçmeden berzah-ı aleme.

Ismail Kaan Kaygısız
Kayıt Tarihi : 13.11.2019 23:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Çıraklık Eserim

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ismail Kaan Kaygısız