Eser yok çömlekçiden.
Yok artık gözyaşı dolduracak sevgiler.
ve rençperler terli alınlarıyla
geçer,yıldızların içinden.
Her yazı bir yaban devşirir
heybelerinden.
Sarı kız, ne tuhaf
kaç yıl oldu adını anmayalı
kaç yar sevdim üstüne, bereketin
nice ağyar.
Çok ağladım.
Kadılar şahit.
Şahit minibüs şoförleri, kondüktörler
Geyve’nin delibozuk sabahları.
Ufacık bir miskete damlayan göz yaşları
köylüler
bereket saçan ellerin sahipleri
çok gördüler sevdiğimi.
Ne güzel saçların vardı,sarı.
Kıskandırırdın cümle asarı.
Bereket, aynalar şahit sana
sen benim şahidimsin.
Yedi inek yiyince başakları
azık kıldım acıları
tükendikçe göverten
erişkin çıbanları.
Benzemezdi bakışların
boz bulutlar üstünde
Kaf dağına bir nazarla otağ kuran
fahişelere.
Çünkü onlar
suda, zeytinden sızan bir şey
sızma yağda, akşamdan kalma
birer eldiven.
Çıkarılıp çıkarılıp giyilen.
Kayıt Tarihi : 7.2.2006 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!