Berduş (Deneme) Şiiri - Müşfik Saltık

Müşfik Saltık
67

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Berduş (Deneme)

BERDUŞ

Sorular, sorgularla geçer ömrü berduşun.
Nedenler, niçinler dur durak vermez kemirir beynini.
Doğru nedir, kime göre doğrudur?
Yanlış nedir kime göre yanlıştır?

Doksanlık bir ihtiyar ölümden korkup hayata dört elle sarılırken.
Onsekiz yaşında bir genç nasıl olur da canına kıyabilir?
Doksanlık ihtiyarı hayata bu kadar bağlayan nedir?
Ya onsekiz yılda ne gibi bir sorun bir genci yaşamaktan vazgeçirmiştir?
Başka bir cevapsız soru...
Ahlâksız, namussuz, acımasız insanlar;
Rahat, varlıklı, uzun bir ömür sürerken.
Onurlu, namuslu, sevgi dolu insanlar,
Neden erkenden göçüp giderler bu dünyadan?
Kötülük, ömre ömür mü katmaktadır?
İyilik ömürden, ömür mü almaktadır?
Bunun gibi sorular sıralanır gider yıllar yılı.
Sonra bir gün gelir ne soruların anlamı kalır onun için.
Ne de cevapların, zaten doğru cevabı hiç kimse, hiçbir zaman bulamamıştır.
Koluna iğnesini sokup, kanını emen sivri sineği öldürmek senin için doğruyken,
Yaşayabilmesi için senin kanını emmesi sivri sinek için doğrudur.
İşte bu noktaya geldiğinde her şey anlamını yitirir berduş için, yaşamak angarya gelir.
Gün gelir biter bekleme süresi
Sessiz sedasız gider bu dünyadan
Sararlar bir çaputa
Atarlar bir çukura
Üzerine bir kaç çürük tahta
Doldururlar çukurunu toprakla
Ne ağlayanı olur arkasından
Ne hatırlayan olur üç gün sonra
Kimsesizler mezarlığında, başına dikilen el kadar tahta da, çürür gider üç ay sonra.
Kayda girmemiş evrak gibi silinip gider
İzi bile kalmaz bu dünyada.

Müşfik Saltık.
2003

Müşfik Saltık
Kayıt Tarihi : 29.2.2004 03:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sedat Erdoğdu
    Sedat Erdoğdu

    Denizde Batırdım Gemilerimi



    Ateşli çığlıklar atıyor zaman
    Yıldızlar toplarım samanyolundan
    Gelincik yangını başlar içimde
    Gözlerin süzülür, parmaklıklardan.

    Mavi bir kelebek konar omzuma
    Baharda çiğ düşer yastıklarıma
    Mektuplar gönderir ay parelenir
    'Görülmüş' damgası vurur zarflara.

    Duvarda açılır mor karanfiller
    Bir ufak saksıda büyür özlemler
    Üstüme örülür perde duvarlar
    Gözlerim tahliye kararı bekler.

    Yollarım labirent geçilmez olur
    Sararmış resimler zulamda durur
    Hayat avucumdan sessizce kayar
    Can kuşum kafeste öter...avunur.

    Rüzgarın saçını öresim gelir
    Aklıma yar düşer göresim gelir
    Yanarım yanarım, içten yanarım
    Acılara bir son veresim gelir.

    Dilimde direnir ağır işçiler
    Duygular perişan anlamsız sözler
    Kara haberlerle gelir geceler
    Göklerde vurulur, uçan sevinçler.

    Kaçak bakışlarım döner firardan
    Bölerim uykumu tam ortasından
    Çöker fay hatlarım sular köpürür
    Davulun sesi hoş gelir uzaktan.

    Koğuş araması gece yarısı
    Bağrımı sızlatır kurşun yarası
    İnciler dizilir, sabır ya sabır
    Vakitsiz sararır dalda kayısı.

    Sırtıma yaslanır dumanlı dağlar
    Dualar okunur dudağım çatlar
    Güneşim aynada kendine yansır
    Göllerde yas tutar, kutsal balıklar.

    Hayalin el sallar tren garında
    Kudümler çalınır kıyılarımda
    Bulutlar es geçer çapraz tellerden
    Nehirler ters akar, yataklarımda.

    Her akşam kadere isyan ederim
    İdam sehpasına gider gelirim
    Zincirler kırılır haykırışımda
    Bunca dert taşımaz, kopar ciltlerim.

    Bilmeden ben bozdum geleceğimi
    Söz verip çiğnedim yeminlerimi
    İsyankar ruhumu dinletemedim
    Denizde batırdım gemilerimi.

    01.Mayıs.2005
    Sedat Erdoğdu

    Sedat Erdoğdu



    Cevap Yaz
  • Mehmet Halil
    Mehmet Halil

    Mal canın yongası diyorlar ya... Dürüst yoldan da
    mal sahibi olmak hayal.. İyi insan mal sahibi olamaz. Canın yongası olan mal kötü insanda olduğuna göre... Malı çok olanın, çok yaşaması da bundan olabilir mi ?. Mehmet Halil

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Müşfik Saltık