Daha dünyaya gelmeden alnına yazılmıştı bir kez kaderi güzeller güzeli Seyide’nin. Nasıl da severlerdi Seyide ve Muhsin birbirlerini. Onunla kan kırmızısı gelincik tarlalarında koşarken dalgalı kızıl saçları rüzgarda uçuşurdu, yürürken el ele tek can gibi olurlardı
Sevda şerbetini içerlerken yudum, yudum her gün, şimdi bir kadersizliği yaşıyordu. Ne istediler ki iki fidandan Berdel diye bir şey koydular aşkların önüne veda etti sevdiğine içi yana,yana. sonsuza kadar köle olması istendi sevmediği birine. Kelepçeler vurdular yüreğine. Seven iki yüreği hiç düşünmeden ayırdılar. Beyaz gelinlik yerine genç yaşta davul zurna eşliğinde kefen giydirdiler diri,diri. Sanki mezara gömdüler
Ömrünün baharında matem tohumları ektiler. Kilit vurdular aydınlık sabahlarına, yıldızlı gecelerine,sevda dolu yüreğine
Artık her gün yaşlı gözlerle sevdiğine dokunamayan elleriyle, buzulların bile söndüremediği aşkıyla yanıyordu Seyide. Törelerin çıkmazında çürüyordu işte sabahları camına konan minik serçelerin nağmeleri de susmuştu. Güneş hiç doğmuyordu üzerine Gönül bahçesindeki mor menekşeler,pembe sümbüller Muhsin’in sevgisiyle yeşerirken, ne yazık ki o çiçekler de ölüyordu Seyide ile birlikte
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yürek sesiniz sel olsun tebrikler kaleminiz daim olsun
Ülkemizin yüzkarası cehalet.Ancak eğitimle düzelebilir Kutluyorum Saygılar.MEHMET KINDAP
BERDEL
VERİR BİR BEDEL
ŞAİR BUNA NE DER
BENCE BUNUN BİR AN
EVVEL KALKMASI DER
FİKRET GÜRSOY
TEBRİKLER EFENDİM. 10+
Daha dünyaya gelmeden alnına yazılmıştı bir kez kaderi güzeller güzeli Seyide’nin. Nasıl da severlerdi Seyide ve Muhsin’le birbirlerini. Onunla kan kırmızısı gelincik tarlalarında koşarken dalgalı kızıl saçları rüzgarda uçuşurdu, yürürken el ele tek can
gibi olurlardı
Kanayan bir yaradır,hiç kabuk tutmayan,insan ile beslenen bir ateş,yakar insanları,yakar canları,yakar sevdaları,adına kader derler,ilgisiz,insan kaderini insan tayin edemez,çağ dışı bir olay,kınıyorum insanlık adına berdel denen bu olayı,yüreğinize sağlık anlamlı bir çalışma,harika bir sunum,doğrusu çok çok üzülüyorum böyle olaylara,selam ve saygılar sunuyorum...tam puanımla..+ Ant.
BAZEN TÖRELER YAKAR DA ÇARESİ OLMAZ, YARASI KABUK BAĞLAMAZ. TEBRİKLER ZEYNEP HANIM.
anlamlı ve günümüzde bile güney doğu bölgelerinde toplumsal yara olan meseleye değinmişdiniz. kutlarım. selamlar sevgili arkadaşım.
hisli yüreği kocaman alkışlıyorum.
malesef bu zamanda dahi hala kanamakta olan bi yarayı irdeleyen kaleme saygı ve selam olsun
anlam yüklü ....
evet acı bir gerçegi dile getirmişsiniz kutlarm
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta