Sen; yahu çok güzelsin.
İzahı mümkün olmayan tarifi var yüreğinin.
Say ki, bulutsuz gökyüzünün yağmur damlası,
Say ki, yaz mevsiminin en keskin kırağısı.
Sen say ki, sana adandı bu şiirin adı.
Benliğinde buzul gizleyen bir kum tanesiyim, fark et beni.
Şizofren duygular karıştı satırlara
Dön sözcüğü dilimi çok yokladı.
Delirmiş olmalıydı şair
Seni seviyorum cümlesinin başına huni taktı.
Tahammülü zor.
Sanılanın aksine,
Güç bela da olsa kabullenilmiyor ihanet.
Ama çok, pek çok kuvvet gerek.
Ama tökezleyerek de tutulmuyor gitmeler.
Koltukaltına sıkıştırılmış bir yenilgi kadar basit,
Ne kör bir bıçak,
Ne bir kaza kurşunu.
Ne bir avuç dolusu hap,
Ne de devrilen bir tabureyle ayaklarımı yerden kesen urgan.
Hepsi aciz, çaresiz kalırda.
Yoldan geçen bir anne, oğluna senin adınla seslenir.
Affet,
Gözlerinde dünyaya bakmak varken.
Dünyaya senin gözünden bakamadım.
Delirmiş bir şairin satır aralarına sızan
Şizofren duygulardı.
Öyle delirmişti ki
Seni seviyorum yazan cümlenin başına huni taktı.
Aklını sevgilisinin gözlerindeki tımarhaneye yatırdı.
Psikolog çocukluğuna dön dediğinde
En azılı katiller şairlerdir.
Ve yazarak öldürdükleri, yaşayarak onları yargılar.
Sonra yazamadıkları her şeyde tutuklanırlar.
Ben çok aşk yaşadım.
Ayrılıkların yükünü sırtlanmaktan hiç gocunmadım.
Ben kendini adam diye tanıtan çok insan tanıdım.
Bu yüzden bir tek Allah’a inanırım.
Masumiyeti hırçınca bölen bir satır daha.
Ne olur bu cümlenin sonuna da acını bırakma.
Ağladım
İnan çok ağladım.
Şehri sel felaketine uğratır sandım göz yağışlarım.
Hıçkırıklarımın tizliğinden çınladı gece.
Feryadıma şahit olan güvercin intihar etti az önce.
Göğsümü tuttum ağlarken.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!