Benzerliğin Böylesi ve Aldığım Sarı Renk ...

Aylin Ayla Selçukoğlu
117

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

2001 yıllardan ve aylardan 19’u Nisan’ın…
Ateşten bir gömlek giydiğim,en zor zamanlarım.İlk gençlik yıllarım,ilk görev yerimde,ikinci yılım.Mesnetim dediğim,öte yarım bellediğim tek yumurta ikizim yanıbaşımda,hatta aynı okulda,aynı görevi beraber idame ettirmekteyiz sonsuz bir iştiyakle.Sanki 16 yaşımıza kadar dip dibeliğimiz yetmiyormuşcasına,hayatı ve tüm zamanları paylaşmaya devam ettiğimiz bir zaman dilimi,22. yaşım!
Bacımla nefesimiz kesilene dek karın ağrılarına kalacak kadar gülüşe konuşa yorgun, bitap ve hatta “Allah sonumuzu hayır getire,sabahımız inşallah aydınlık ola” diyerek uykuya daldığımız bir karanlık gecenin güya aydınlık sabahı…
Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda, öğretmenlik ve ayrıca belletmenlik yapmaktayım.Nöbeti devraldığım günün ilk saatleri. Görev yerim de okulun uçsuz bucaksız bahçesi.Öğrencilerimin arasında kaybolmuş ve gözükmemekteyim.Ebatım buna müsaade etmemekte,öğrencilerim ise askerden celp gelmiş ama tecil ettirenlerden…Okulumuza yeni basketbol potalarımız gelmiş,teslim almışım ve boyatmaktayım. Daha doğrusu çocuklarım potanın etrafında boyamada ferah renklere,ben de onlara bir gayret moral vermekteyim. “Yavru aslanlarım”,“Benim çocuklarım bir başka”,”Size layık olanı kendi ellerinizle bezeyin,emek te sizin ürün de” vs. Öyle ki çok kısa bir sürede potamız yerine de kaynatıldı,çocuklarım bin bir hevesle oynamaya da başladılar kazana kaybede.Vazifem gereği zil çalınca çocuklarımı derse aldım ve bahçemiz boşaldı.Ben de dersimin başındayım. Sınıf kapımız çalındı,gelen 2.kat nöbetçi öğrencimiz.(İdari kattı ya 2.kat) Biraz endişelendim sanki,acele müdür yardımcısı odasına çağırılınca.Hem bir gece öncesini düşünüp başladım duaya.Hayır olsun diyerek ağır ağır ilerledim kafamı bir sağa bir sola manidar sallayarak.Soramadım bile “Neden? ” diye,o kadar hayrete düşmüşüm.Tabi korkunun ecele faydası yok düşüncesiyle,gidip merakımı gidermeliydim.
Minik çekik gözlerim olmuş koca üzüm tanesi.Çaldım kapıyı ve girdim içeri yarım ve isteksiz bir tebessümle.Selam aldım ama hislerimde yanılmadığımı da anladım.Derken imza karşılığında bir sarı renkli zarf tutuşturuldu elime.Ben o vakte kadar şükür ki hiç düşünüp te hak etmedim aklıma geleni diye bir aralık sevinivermişim,”Meğer boş yere huzurumu kaçırmışım,belli ki bir arkadaşımdan renkli zarfta mektup geldi.” sanarak.Ben beklenmedik bir sevinçle boş bulunup alkış çalınca müdür yardımcımız da ne diyeceğini bilemedi.Nitekim,benim mutluluğum da kısa sürdü.Açtım zarfı bir hışımla.Ne göreyim? Görev İhmalimden bahsediyordu,nöbetimin başında değilmişim de öğretmenler odasının en derin sohbetlerinde çay ve sigara keyfi yapmaktaymışım.Ben,kendimi bilmesem,inanacağım.Nasıl zarfı alarak okul müdürümüzün odasına hesap sormaya gittim.Hatırlamak dahi istemiyorum.Öfke ile kapıyı açar açmaz elimdekileri fırlatıvermişim okul müdürümüzün masasına.O an gözümden kaymış hayat ve ben de dahil herkes,her şey…Başlamışım ağlayarak hesap sormaya ki hıçkırıktan soluğum kesilmiş hak etmediğim,ağrılığından ezildiğim ithamla.Gürültümüze müdür baş yardımcımız yetişti tabi ve hemen yatıştırmaya yeltendi,benim ardına dek açtığım kapıyı kapadıktan hemen sonra.Bir de nöbetçi öğrenciden su rica edildi tabi,yine benim için.Oturtamadılar beni ya koltuğa,sakinleşmem için,en sonunda kahkahalarımla kırmış geçirmişim ortalığı.Okul müdürüm,odasına giderken,öğretmenler odasında benim tek yumurta ikizimi görmüş meğer.Uzun uzun da bakmış hani,ben miyim değil miyim diye.Saç,boy,kilo,yüz her şey aynı.Diğer nöbetçi arkadaşımızı da öğretmenler odasında görünce peşin peşin hüküm vermiş,hazırlatmış hepimize birer sarı renkli zarf.E tabi ben de bahçede kocaman öğrencilerimin arasında göze gözükmezken imza karşılığında almış oldum ilk sarı zarfımı…Allahtan ki şahidimizmiş Eş-Şehid (c.c) ,Er-Râfi(c.c) ,El-Mütekebbir(c.c) ,Rahman ve Rahim olan rabbimden sonra Müdür baş yardımcımız,”Öğretmenler odasında biz Leyla Hanım’la sohbet etmekteydik,Ayla Hanım da potalar boyanırken başındaydı,görmediniz mi? ” deyince okul müdürümüze,hepimiz kopmuşuz adeta ve buruk bir sevinç yayılmış hepimizin çehresine,ala utançla karışık.Tabi hemen ayıbımızı örtelim diye davrandım okul müdürümün eline.Öpeceğim illaki,katiyen mümkünatı yok.Okul müdürüm de büyük gafını nasıl affettirecek onun hesabında.Şimdi sarı zarfı da vermiş bulundu hani tek yumurta ikizimi ben sanarak,bana.Karşılıklı helalleşip kavilleşerek tatlı bir anının sessiz (Aslında çok sesli olmuştu bir araya gelişimiz ama,şükür ki kimsenin hakkı kimsede kalmadı.Halen okul müdürümle sıcacık bir diyalogla görüşmekteyim.) kahramanlarını oynadık işte öylesi bir günde. Ne ben unuttum o anı,ne de diğer yaşayan,yaşatanlar.O gün bu gündür,yine de bizzat kişinin kendi ağzından dinlemeden kesin yargıya varmam,yaşadıklarımı yaşatmamak adına! Her bir araya gelişimizde ikizimle, şakalaşırız.”Ahhhh sen var ya,senin yüzünden,neyseeee”diyerek başlar ve bitiririm konuşmayı.Dedim ya neyseeeeee.Şükür bu günlerimize.Akıttığım göz yaşlarım yanıma kâr kaldı sadece.Hepsi dünün bir parçası,dünümden bir hediye……..


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta