Benzerli Bir Sürü Gece Şiiri - Hasan Yıl ...

Hasan Yılmaz 2
120

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Benzerli Bir Sürü Gece

Bugün seninle…
Seninle aynı olan,
Düşüncelerimizi, fikirlerimizi,
Duygularımızı ve mazimizi düşündüm…
Senden yalnız!
Görünen bir ufkun çizgisinden daha uzun,
Bir alkıştan kopan gürültüden, daha baş ağrıtıcı,
Çekilen hasretten, sevilmeyen gönülden,
Uzayıp ayrı düşüren nice yollardan ve…
Bir serinliği bile olmayan yapraksız, kupkuru bir ağaçtan, daha berbat…
Senden yalnızım!
Her gece uykumda,
Kavuşurum diye, sizlere, kendime,
Yatağıma uzanıyorum…
Güneşin ufukta,
Akşamın karanlığında, yok olduğu gibi,
Gözlerim, göz kapaklarımın karanlık örtüsüne gömülüyor…
Ama her hayalin, umudun bir hiçbir şey olmuşsa,
Attığın her adım boşa gidiyorsa,
Özlediğin nice zevklerinden hep mahrumsan,
Ayrı düşüp de, düşürenlere yapabileceğin,
İçinden tek bir küfürsüz söz bile değilse.
Ve bir kedinin, bilinçsizce, bir ağaca tırmanırken,
Gövdesine batırdığı tek bir tırnağında ki gücü dahi bulamıyorsan,
Saatleri geçirip de, bir yarına saplayacak kadar!
Bunun için işte…
Ha uyumuşsun, ha uyumamışsın,
Neye yarar?
Belki biraz olsun burada, nice günler boş vermişliğini,
Unutulan bir defter sayfasında bıraktıracak olan,
Uykunda dahi buradasın unutma!
Yemeğine konmaya çalışan bir sineği kovalamaktan,
Sıcak bir akşamüstü, yağmurun altında,
Yollarda düşünceler boyu dolaşmaya kadar,
Her zevkini, her mutluluğunu yasaklayan,
Bu ayrılık oldukça,
Uyuduğunda rüyana giren,
Ayrı bir hayalin olsa, neye yarar!
Ve gün gelir…
Gece uyku tutmaz, yatak istemez,
Kalkarsın, dışarı çıkarsın…
Çıplak ayaklarla, çiğli yerde, toprakta yürürsün.
Gözün karşı ki, uzaklı yakınlı evlere takılır…
Belki gülerek, belki ağlayarak,
Önceden, üzerinde yürüdüğün toprakları hatırlarsın,
Sonra, birisi çıkar köşeden,
Nereden geldiğini bilmezsin ama…
O da yalnızdır senin gibi,
O da dalmıştır gözlerin gibi,
Eski bir sobanın üzerinde kızartılmış,
Üzeri biraz kül, yağına tuz serpilmiş,
Bir yarım ekmek uzatır…
Gururunun erişemeyeceği bir yere…
Veya…
İnsanın kendisi için oluşturduğu zevkler,
Bırakın yaşanılsın düşüncesinin, erişebileceği bir yere…
Ve istemezsin yağına tuz serpilmiş o ekmeği.
İçten bir sağol dersin…
Kırmak istemez, yalnızlığını bozmak istemez,
Daha fazla konuşup…
Koparır bir parça verir sessizce…
Yenir, gözlerin ve düşüncelerin konuştuğu,
Sessizliğin karanlığında…
Ve…
Aklına sigaran gelir,
Karşılıklı yakarsınız, karanlığın loşluğunu bozan dumanlarla…
O da biter…
Sabaha dek tekrarlarsın,
Efkârlanıp dağıtmayı…
Arada bir aklına bir şarkı gelir,
Onu mırıldanırsın.
Eski resimler gelir aklına,
Cebinden çıkarırsın, kırılmıştır…
Kibrit alevinde, seyredersin, hüzünlenerek…
Dolarsın dolarsın, bırakmaz kirpiklerin…
Bir sigara daha yakarsın,
Niceleri gibi külleri rüzgâr olduğunda, hava ışımıştır…
Karanlıkta konuşmalar, yalnızlıklar kaybolmuştur artık…
Nerede olduğunu bilmediğin, göremediğin yerlerden,
Ve yollardan araba sesleri gelir…
Ağaçlardan ise kuş cıvıltıları…
Ve bir kere daha yalnızlığını gün alacaktır…
Kuşlar susana dek…

Hasan Yılmaz 2
Kayıt Tarihi : 12.2.2016 17:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Yılmaz 2