Hazin bu hikaye, gurbette başlar,
Sorarım kendime neye benzedim?
Ömürden düşüyor gözdeki yaşlar,
Git gide tükenen soya benzedim..
Seksensekizde dünyaya göz açtım,
Gençlikte bulutlar üstünde uçtum.
Gurbette ömrümden yılları içtim,
Dibine vurulmuş meye benzedim..
Sıcak bir yaz günü sılaya geldim,
Sılada bir güzel aşkına erdim.
Sonu olmayacak hayaller kurdum,
Herzaman bir başka şeye benzedim..
Ona "ay ol" dedim, ben güneş oldum,
Vuslatın zevkini semada buldum.
Gündüzü unuttum, geceye doğdum,
Ben güneşdim ama aya benzedim..
Ne yazık ayrılık bizide buldu,
Vuslatı ansızın elimden aldı.
Bu zavallı aklım sılada kaldı,
Doğup, büyüdüğüm köye benzedim..
Sevildim elbette mutluydum başta
Zaman bi şekilde geçerdi işte
Babamı yitirdim onsekiz yaşta
İpini koparmış yaya benzedim..
İcim ağlıyordu yalandan güldüm
Yaşıyor sandılar aslında öldüm
Dünyada devede bir kulak oldum
Bir deniz içinde koya benzedim..
Yüzümüz değişti özümüz aynı
Yıllarca söyledik sözümüz aynı
Umutsuz, ne yazık yazımız aynı
Sahrada aranan suya benzedim..
Sonunda iyi gün dostları gitti
Şahsımda asılsız ne laflar etti
Ellerin lafına akıl mı yetti!
Ustalar içinde toya benzedim..
Ne yaşadımsa hep cevapsız kaldım
Sabrın doruğunu şiirde buldum
Şiirle, türküyle gözlere doldum
Çaldıkca ağlatan ney-e benzedim..
Kayıt Tarihi : 1.4.2017 00:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!