Üşüyen benliğimin hicranlı gülü
Gelgitler vurunca düşlerime
Gözlerinde saklı yanımı arar dururum
Yalnızlığım, mahsunluğum, ömrüne adanmış ömrü
Gecenin zifiri karanlığında ki dolunayı
Beyaz ve kara yaşamın renkli tek düşü
Kuru bir dalda ansızın açan tomurcuk kokuşlu
Mevsim kış hava ayaz
Ahmet KAYA’nın dediği gibi ‘’itten aç yılandan çıplak durmuşsam kapında’’
Rüzgar dondururken tüm duyguları
Odamda hicaz-i kürdi bir şarkı
Ve kendime sakladığım bu gecelerde özenle kutusunu açtığım
Bendeki sen ….
Biraz saçların, umarsamazlığın, gamzelerin en çokta gözlerin
Masamda iki kadehle
Tokuştururken umudu
Ve gözlerinin gülümsemesi yeşertirken bendeki seni
Bir deryada kaybolan bir sandal şimdi benliğim
Biraz deli biraz hırçın ama en çokta korkulardan sıyrılıp kendini arayan bir patolojik vaka
Sorular saçlarım gibi kıvrım kıvrım zihnimde
mutluluk sendeki sen mi?
Yoksa bendeki sen(ben) mi di?
Yorgun eyler bu bilinmezlik bilgilerin mutlak değerleri
Ellerin en çokta annemin cennet kokan ellerinin kokusunu hatırlatır
Sonra düşlerken seni yaradanın yarattığı kadın gelir aklıma
Baştan aşağı yaradanın yansımasıdır kadın
Onun için irem bahçelerine en yakın olandır
En fazla zülüm edilendir
En fazla sevilip en fazla nefret edilendir
Velhasıl yaşam denilen tiyatro oynunda başrol oyuncusudur
Sen nerdesin yaşamımın tiyatro oynunda
Başrol musun?
Hayır hayır bakma böyle melankolik durduğuma en az senin kadar severim özgürlük denilen hastalığı
Ben en çok bendeki seni(beni) sevdim
Diyeceksin ki sendeki ben varlığımın yansıması değil mi
Bende söyleyem: bendeki sen(ben) değil midir yaşamıma anlamlandıran tek gerçek.
(15.02.2011-03:47)
Kayıt Tarihi : 12.7.2011 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!