Kırlangıçlar süzülüyor batık limanların üzerine
Güneş son kez gülümsüyor biten bir güne
Kızıllık sarmışken mavinin çevresini
Oturup iki satırda olsa bir şey yazasım geliyor...
Ne olup bittiğini anlamadan dalıyorum
Eski, kırık dökük, seninle yaşadığım macerama
ve hani diyorum elinden tutup yürüdüğün o kız nerede
Nerede sana verdiği vaatler diyorum kendime...
Aslında hiç olmadın sen,
Yoktun...
Bensiz, ben sensiz yaşıyorduk sanki yaşamı,
Durup seyrederdik insanları bir pencereden
Güneşin ilk ışıklarını odamıza isterdik...
Dokunuşlarında bir masum çocuğun mahçup tebessümünü
Gözlerinde bir nabzın ümit yolculuğunu hissederdim...
Sukutun sesini dinlerdim o an, zaman ezilirdi, işlemezdi saat...
Oysa ne çok uzakmışsın bana sen...
Ne dağlar arkasına saklanmış yüreğin,
Ne sevdalara imza atmış habersiz...
şimdi düşünüyorum da...
Filizlenemeyen bir aşk neden böyle bir iz bırakıyor bedenimde
Bu yorgunluğum neden, neden bu iç çekişler?
Eğer bir yerde keşkelerim seni bana geri getirecekse
Tüm keşkeleri sayıklardım bir virane diyarda...
Adını yollara yazar,
ve üzerine keşkelerimden bir demet gül bırakırdım.
Sırf sana inat, sırf yaşama inat,
Dayanmasada bu yürek her hicran dolu geçen günlere
Yinede o günleri anar seni yaşardım...
İşte iki satırım uzar gider böyle ansızın,
içimde sevdanın külleri.
Kimi zaman inatlaşır benimle,
kimi zaman da yarışır sevdanın melekleriyle...
Güneş çoktan battı,
Gün karanlığa kucak açtı yine,
Sayılı dakikalar yine yol üzerinde,
Bense, yolcuyum ümitlerimin peşinde...
Hadi, sağlıcakla kal sevdiğim...
Benle veya bensiz yaşıyorsun bu demde
Başka sevdaların mevsimine yelken aç, bensiz ve keşkesiz...
Kayıt Tarihi : 15.1.2006 20:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!