Bundan bir zaman önce dolanıyordum bu yabancı
topraklarda: ışıklanmıştı anayurdumun adı
gizemli takımyıldızlar gibi göklerinde.
Bütün enlemlerde kovalanmış, kör
ve tehditle ve rezaletle korkutulmuş,
tuttu ellerimden ve dedi ki bana: “Şilili”
umutla dolu bir sesle. O zaman
I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Devamını Oku
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Belki cambaz değil Neruda, ama büyücü. Dokunduğu her şeyi altına çeviren Midas'a gönderme yaparak, şöyle diyordu G.G.Marquez bir yerde: 'Dokunduğu her şeyi şiire dönüştürüyor Neruda'. Bence Marquez çok haklı. Hem de çok.
neruda'nın ilginç bir havası var,ne büyücü ne cambaz.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta