Şu fani dünyada, insanımın haline bir bakın
Almış yürümüş yılgınlık, sönmüş hayaller
İnsanlarım yorgun, neşesiz, renksiz, zevksiz
Gülmüyor ki yüzler, gönüller kırık, çaresiz
Keyif almıyor insanlarım, hüzünlü ezelden
Ne yaşamaktan, ne de gülmekten çok uzak
Şöyle derinden bir nefes almaya kalksalar
İzin vermiyor göğüs kafesindeki ağırlığı yılların
Bu nasıl bir karabasan ki, yok olmuş güneş semadan
Ağlamayı bile unuttu insanım, derdine yanmaktan
Bir damla gözyaşına hasret, çünkü kurumuş göz pınarları
Unuttu artık insanım, sevgiyi, aşkı, sevdayı
Yok ki insanımın, yarınlarda göreceği aydınlık
Hep karanlık, yol bilmez, iz bilmez oldu milletim
Düşe kalka geçim yolunda paralandı yüreği, dermansız
Umarsız, amaçsız, bakışları bile sorgusuz, bomboş
Oysa ki yazdığı tarihe, geçmişine bir bakın ali milletimin
Her bir güzellik, örf, adab öğrenilmiş insanımdan
Ama gel gör ki öylesine uykuya dalmış ki insanım
Bir silkinse, dönse ardına bir hele, farkedecek benliğini
Reva mıdır bu eza, yıllar boyu yorgun düşmüş insanıma
Kavrulmuş güneşten yüzler, çatlamış dudaklar, susuz
Nice canlar sulamış kutsal toprağı, en ağır bedelle
Yetmedi mi artık! Kalmadı verecek ne sabır, ne de derman
Benim can insanım, halden bilir kalender milletim
Yaktığın ağıtlardan, çektiğin çileden gökyüzü hep ağlar
İçindeki yangına inat, yemyeşil kaldı yüreğindeki umutların
Artık doğsun yarınlarına güneş, gitsin uzaklara kara bulutlar...
Benim ali milletim...
Sen herşeyin en iyisine layıksın!
(25.08.2005)
Burhanettin AkdağKayıt Tarihi : 25.8.2005 13:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)