Benim Yarim Nilüfer Çiçeği

Haki Buhari
17

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Benim Yarim Nilüfer Çiçeği

11.01.2014
Deneme Hikayeler

Bulutların üzerinde uçarak, kuşbakışı aşağıyı seyrederken kalbim pıt pıt atıyor, dağların yamacına kurulan köy evleri, yollar, bahçeler ve vadi boyunca akan dere güneşin şavkıyla parlıyor.
Alacakaranlıkta bindiğim airbus tipi devasa uçak, beş saattir havada, turizm şirketine daha önceden bildirdiğim için öğle yemeği ilk bana geliyor. İlk bana... geliyor derken, sakın torpil geçtiklerini sanmayın. Et yemediğim için Akdeniz mutfağı, vejeteryen menü talep ettiğimden dolayı yemek karışmasın diye uygulama böyleymiş. Aliminyum kabın sıcaklığı elimi yakacak neredeyse. Ön koltuğa bağlı masayı açarak yemek kabını üzerine koyuyorum. Yemek Fas usulü baharatlı sebzelerden oluşuyor. Küçük poşetle verilen zeytinyağını yemeğimin üzerine döküyorum. Peksimet gibi ekmekle doymasam da bitirip, ardından üzerinde ayıklanmış taze vişneli tatlıyı da iştahla mideye yolladıktan sonra, suyumu içip, tatlı bir rüyaya hazırlanmak üzere gözlerimi kapatmadan önce, üzerime önceden verdikleri polar battaniyeyi ayaklarımdan boğazıma kadar örtüyorum. Yolculuğumun bitmesine daha yedi saat var. Artık atlas okyanusunun üzerine gelirsek karayla bağımız tamamen kesilmiş olacak. Arada bir uçağın taşlı yollardan takır tukur giden arabalar gibi ses yapması, beni iyice sinir etmeye başladı. Neyse ki, uyumuşum. Sarışın bir hostesin Alman şivesiyle koltuğumun yanındaki bayanla konuşmasına uyandım.
Yapılan anonsla, Lady is Gentlemen sesi artık inişe geçtiğimizi müjdeliyordu. Frankfurt havaalanından yolculuğa eşlik eden yanımdaki yolcu bayan, uykumu böldüğü için, mahçup bir edayla, ince ve tiz sesiyle, hiç te alışkın olmadığım bir aksanla özür dilerken, gözlerini gözlerimden ayırmıyor ki, kendi hâlime döneyim. Kadının dili çözülmüş, yarı anlaşılır ingilizceyle nereli olduğumu, ne için seyahat ettiğimi soruyor. Altı üstü bir promosyon tatil çıkmış, sekiz günlüğüne Amerika'nın California eyaletinde, önce Miami'de dört gün, sonra da Orlando'da geçecek bir kaçamak tatil. Aklımdan da bu bayan acaba ajan mı diye geçiriyorum. Ama saf bir kıza benziyor. Uzakdoğu'lu olduğu çekik gözlerinden belli de, Çin'li mi, Japon'mu yoksa Koreli'mi? Neyse ki, gözüm elindeki kitaba bir ara takılıyor, elindeki kitabın üzerinde Mao'nun resmi ve fonunda da, Çinli proleterlerin, pirinç tarlalarında hasır şapkalarını havaya fırlatarak, kızıl komünist devrimin kutlamasını yapıyorlar. Anlaşıldı, yanımda bir kızıl komünist oturuyor. Çok merak etmişimdir, kırlardan kentlere yayılan, sonunda 1949 yılında Tiananmen meydanında zaferi kutlayan, binlerce yıllık gelenek, en son hükümdar Çan Kay Şek'in mağlubiyeti ile Mançu hanedanlığı sona eriyor, 1989'un 15 nisan ve 04 haziranında öğrenciler, işçiler ve aydınların önderliğinde aynı meydanda özgürlük için ayaklanan kitleleri, kızıl Çin tankları korkunç bir şekilde ezerek bastırıyor. Hemen aklıma 1956 yılında, tek parti yönetimine son verip, Varşova paktı'ndan ayrılma kararı alması üzerine, ellibin Rus tankının Budapeşte'ye yürümesiyle, Imre Nagy hükümetinin bağımsızlık mücadelesi yine aynı yöntemle, tankların önüne set kuran Macarları ezerek, bir haftada sona eriyordu. Hayal kısa sürdü, elime bir kağıt parçası uzatan yanımdaki kız, bana okurken tercümanlık yapmak üzere omuzunu omuzuma yaklaştırarak, elimdeki notta yazan Lien yazısını işaret edip, ardından da işaret parmağı ile kendisini gösteriyordu.Anlaşıldı, benim sevimli komunistimin adı Lien'di. Ben de pasaportumu cebimden çıkararak Lien'e gösteriyor ve adımı okuyorum. Lien, very good, very nice Cengizhan diyor. Samimiyetimiz isimleri karşılıklı tekrarlamalarla ilerliyor ve yaptığımız iş, hoşumuza gidiyor, sempati yağmurumuz, gayri ihtiyari ellerimizin birbirine kenetlenmesine, ardından da gözlerimizin hiç ayrılmayacak gibi bakışlarla duygusal bir sağanağa dönüşüyor. Lien, başını omuzundan göğsüme doğru kaydırıp, saçlarımı okşa der gibi, tüm benliğini bana teslim ediyor. Çok yazık, yolun sonuna geldik. Artık alçalan uçağın lambaları da söndü. Bu ne tatlı rüya allahım, hiç bitmesin diye içimden dua ediyorum. Uçak pistte hızını kesmeye çalışırken, geç bulup, erken kaybedeceğim Çin'li sevgilim Lien'in (nilüfer çiçeği) ellerini daha sıkı tutuyorum. Miami havaalanından, Miami Beach'e birlikte nasıl gideriz diye düşünürken, dış hatlar terminalinin önüne yaklaşan devasa amerikan jeepi önümüzde duruyor. Saçları yer yer kırlaşmış, düzgün kıyafetli bir Çin'li Lieni'alıp hızla uzaklaşıyor. Sonradan öğreniyorum ki, Lien ABD'ye iltica etmek için gelmiş, havaalanına gelip, Lien'i alan amerikan ordusunda Albay rütbeli amcasından başkası değilmiş. O gün, bu gündür, uçağın hava boşluğu yaptığı gibi, hep kendimi boşlukta asılı kalmış, elimden çekip, beni kurtaracak Lien'imi arıyorum.
Seni çok seviyorum nilüfer çiçeğim.
11.01.2014

Haki Buhari
Kayıt Tarihi : 3.2.2014 13:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Haki Buhari