Çocukları vardı aç,
Yırtıktı kadınların entarisi.
Yamalıklıydı erkeklerin şapkası,
Pantolon dizleri, kol dirsekleri.
Pazuları kalın kalındı.
Evleri kara örtülü;
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
duyarlı kaleme sağlık. bir yanı İstanbul bir yeri anadolu bu ülkenin. hangisi hagi çılgın proje daha üretecek bakıyoruz adı ülke yapılan yer İstanbul. öteki tarf ne durumda soran yok.
değerli şair arkadaşım şiirlerinizi çok beğendim ben şiir hastasıyım dinlemeyi okumayı severim.
daha çok şiirler yazmanızı bekliyoruz tebrikler.
şiiri okurken köy evleri canlandı gözümde. Ama bir kaç eşya eksik sayılmış şiirde. Bakır kap kacakları ve de salça kaynatma kazanlarını da şiire eklerse şair, büyük bir şiir yazmış olur. Bir de hükümet çiftçiye bol para ödeyip, memur, işçi ve emekli maaşlarına sürekli zam yaparsa, şairin şiir kapasitesinin yükseleceğini düşünüyorum.
Harika yazmışsınız kutlarım
EVET ÜSTAD, HÂLA ŞİİRİNİZ GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR.. BÖYLE GİDERSE BU VEKİLLERLE BU ZİHNİYETLE BU DURUM HİÇ DÜZELMEYECEK.. ONLAR YÜKSEK MAAŞLARINI ALIP, GÜNLERİNİ GÜN EDECEKLER.. ÇİFTÇİ BATMIŞ, MEMUR SEFİL KALMIŞ, İŞÇİ EZİLMİŞ HAKKINI ALAMAMIŞ.. ÜLKE KALKINMAMIŞ UMURLARINDA DEĞİL.. ONLAR BİR DAHAKİ SEÇİMDE OTURDUKLARI KOLTUKLARI NASİL KAPARLAR ONUN HESABINI YAPARLAR YATAKLARINA YATTIKLARINDA .. YUKARDAKİ BAHSETTİĞİM KONULAR AKILLARINA BİLE GELMEZ.. O DURUMLARI BİR PARMAK BAL VERİR UNUTTURURLAR.. BU ŞİİRDE HEP BÖYLE KALIR, DONUKLAŞMAZ.. SN. ŞADİ BEY, KLASİK BİR ŞİİR YAZMIŞ.. BU ÜLKEDE HİÇ BİR ZAMAN HATIRA KALACAK TÜRDEN BİR ŞİİR DURUMUNA DÜŞMEZ.. YÜREĞİNİZE SAĞLIK ÜSTAD. BU ŞİİRE 10 VERİYOR VE DE ANTOLOJİME MÜSADENLE ALIYORUM. SAYGILARIMLA... Ahmet Berat Ünal
demek 29 yıl oldu ha...
ADAM SAYMIYORLAR
Tokatlar gibi
Her an
Yaşanır ister istemez
O an
Reklamlar
Tutuklamış zamanı
Tahtalara
Fotoğrafı yapışmayınca
Adam saymıyorlar
Adamı
Şairler fark edilemiyor sahtekarların gölgelerinden.
kutluyorum.
Var dostum değişen şeyler,zenginler sayıca daha arrtı dolayısıyla yoksullukda-gençlerimiz sorumlu ve ülkesi için ölecek kadar da bilinçliydi,şimdi onursuz ve duyarsız-ülemiz parsel parsel satılığa çıkarılmamıştı-hiç bir bakan ''bu ülkede gizli kominizm varmış,sat sat bitmiyor''demediydi.Doğru olan baştakiler değişmedi hala ABD sempatizanları da, ya çok ama çok affedersiniz (vazgeçtim o terimi kullanmaktan) ezilenler değişti..Cellatlarına bu kadar AŞIK olacakları aklımıza gelmezdi o yıllarda.Artık çiftciye de ihtiyaç kalmadı herşeyi alıyoruz dışardan hemde daha ucuz..Yabancı sigara yasaktı şimdi fabrikasını ülkemizde kurduk..Yerli malı haftasında okula çocuklar yerli malı getirebiliyorlardı şimdi yerli malı mı kaldı ki ADIN dan başka:) sokak aralarında türkçe konuşulur türkçe küfürler ederdik,şimdi herşey gevurca gençlerin agzında.Hırsızlar şimdiki kadar yüzsüz değildi.Komşu kıza yan gözle bakan dayak yerdi şimdi sokak ortasında taciz ve tecavüzcüye ''kolay gelsin 'diyeceğiz nerdeyse.Çoğu şeylerimiz devletimize aitti..neyi kaldı devletimin.Öğretmen görünce dizilirdi çocuklar selam vermek için..şimdi öğretmenlere kurşun sıkılır hale geldi.Mafya yı filmlerde görürdük herköyde mafyamız var artık.Basın bu kadar satılık değil ve bukadarda duyarsız değildi.Eğitim ve sağlık para kazanılacak kurum değildi..DR.lar tüccar-öğretmenler tele kız gibi kapı kapı dolaşıp kurs vermezdi.Kapı kapı dolaşıp bizi takip ederlerdi ve para da almaz tam tersi ihtiyaca olana para veriirlerdi.Ya saygıdeğer dostum eminim bunları bile arayacak hale geleceğiz diye korkuyorum..oğlumuzu helga ile kızmızı da corc lara verecğiz telaşı başladı bende.Bu yurt bizim ve dedelerimizin kanı hala kurumadı ne ki 100 yıl...asra çevirisek daha 1(bir)...Yurdumuzdan dedelerimizin kovduğu kıçı kırıklara yalvarıyoruz bizi sizin yanınıza alın diye...Yine dellendim....Saygılar sunarım güzel şiiri yazan yürek ve beyninize
Siiriniz yine bir gercege parmak basmis kutluyorum.
Gönül dostum Şadi ÜNAL, ''Benim Ülkemde'' isimli şiirini okudum. Çok beğendim. Şiir duygulu. Güncel konu.Gönlüne sağlık Yeni şiirlerini bekliyorum.
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta