Benim şehrimde türküler bir başka söylenir, gelinlik kızlar al yazmasıyla süslenirdi. Ağladığında analar ardından, öperdi babalar kızlarını alnından. Benim şehrimde her söz aşkaydı, utanıp söylenmese de, gözlerde aşk bir başkaydı.
Benim şehrim nicelerini dönülmez yollara gönderdi, hepsi on beşinde çakı gibi birer neferdi. Oysa yağmur şehrimi nerede görse tanır. Kahpe kurşun bile ettiğinden utanırdı. O kahraman nesil seher vakti pencerelerde beklenir, bir ölümün ardından gökyüzü siyaha eklenirdi.
Benim şehrimde Yeşilırmak ortadan akar, sevdalılar taş köprüde aşka türkü yakardı. Ak zambaklar buram buram şiir kokardı.
Benim şehrimde üzümler gelin olurdu mevsim gelince, sarıp sarmalar deste deste ederlerdi yapraklar kesilince. Baklalı, zeytin yağlı dolmalar, dolardı umut ile pekmezden kovalar.
Benim şehrimde kuşlar bir başka öter, bacalar hasretle gurbet tüterdi. Mesafeler ne kadar da ırak olsa, hiç durmayıp yollara hüzün eker, yağız delikanlılar ekmek için onca gurbet biçerdi.
Benim şehrimde insanlar bilmezdi nedir vefasızlık, en önde o koşardı vatan için var ise bir haksızlık. Benim şehrimde hayat vardı, bunu yok saymak kalplere ar'dı.
Benim şehrim güzelliklerle kaplıydı, içinde ne varsa hepsi birbirinde saklıydı.
10.11.2016
Rasim YılmazKayıt Tarihi : 10.11.2016 15:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!