Benim Ruhum kapıda ebe olmuş…
Ruhunun derinliklerinde kaybettiği bir şeyler olduğunu biliyordu. Artık eskisi gibi değildi çünkü ne gülümsemesi, ne dokunması ne de konuşması…ne oldu diye düşünmekten kendini alamıyordu. Gece olmuşsa birde yalnız başına kalmışsa işte o duygular bir anda sarıverirdi etrafını. Kapının deliğinden bu sisi ortadan kaldıracak ışık demeti beklerdi merdiven otomatiğinden doğan. Ya da bilindik bir melodi kapının ziline ait. Kapının zili uzun zamandır postacı ve kapıcı dışında sesini duyan olmamış ve kapının önüne koyduğu bir paspas üzerinde sıcak yuvama hoş geldiniz yazan. Üzerinde kaç kişi ayakkabısını çıkarmıştı acaba. Acaba ondan başka kimseyi dahil edebilir miydi bu ihtimale. Son bir haftada yaşadıklarını düşündü artık etrafında kendinden uzaklaştıracağı arkadaşı da kalmamıştı. Yanında kalan arkadaşları artık onun bu bitmek tükenmek bilmeyen paranoyalarından ve hiç yaşamadığı ki onlara göre hiçte yaşayamayacağı gelecek günleri düşünmesi olacak sorunlara karşı arkadaşlarından fikir almasından sıkılmıştı. Çünkü olması muhtemel olmayan varsayımlardı her biri. Birde şu kız vardı. Adı…adı kendinde saklı olan. Durmadan bu kız arkadaşından bahsederdi. Çevresindekilerin görüşleri bu kıza sırılsıklam aşık olduğu fikrinde birleşiyordu. Adı kendinde saklı kızın yaptıklarından, giydiklerinde saatlerce bahsetse yorulmazdı. Onun için kendi hayatından daha önemliydi galiba. Galiba diyorum çünkü kendisini görme ve tanıma fırsatım olmadı. Tüm fikirlerim kulağıma yapışan beynime girmeye kararlı kelime öbeklerinden ibaret. Kelimeler her şeyi anlatmak için kullandığımız…halbuki ben kelimelerin hiç kullanılmadığı bir gezegenden geldim. Adı saklı bir gezegen. Adının saklı olmasına gelince dünyevi varlıkların kirletilmemesi için alınmış ortak bir karar.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta