Gel…
Farklı şekillerde çağrılabilir gitmeler.
Farklı ses tonlarıyla, farklı cümlelerle seslenilebilir.
Değişik eller dolanabilir ayaklarına, adımlarını farklı sevgiler durdurabilir.
Azap vicdanını esir alır aklına her gelişimde belki,
Belki ansızın bir gece nöbeti gibi düşerim uykunun bölündüğü yere.
Hatırladıkça, son sözlerin sonsuz kez çoğaldığını fark edersin.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman