Ben dayanamam o gönüldeki gama kedere
Ben dayanamam o gözlerdeki bu gölgelere.
Beni birazcık sevdiysen şayet
Yine eskisi gibi hayat dolu ol.
Bırak yeniden çiçeklensin bahar dalları,
Bırak yine kanatlansın içindeki kelebek.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
işte sevda böyledir hocam hep onun mutlu olmasını nasılda isteriz yüreğinize sağlık kutlarım sayğılar
final güzel olmuş tebrikler:)
Yüreğinize sağlık çok güzel bir şiir okudum kutlarım sizi
sakın vaz geçme ceylanlıgından
kendine bir dag seç
yağmalanmış sevilerinle çiçekle yamaçlarını
bölünmüş düşlerinden uyanıp
ateş böcekleriyle yıldızla
en cemre gülüşlerini topla eteklerine
De ki büyümek böyle bir şey işte
KUTLUYORUM ... Mahmut Nazik -MERSİN
Duygu yüklü şiirinizi
beğeniyle okudum
ÇOk teşekkür ederim vakit ayırıp yaptığınız güzel yorumlara. Saygılar.
bu ne güzel bir yürek, ne güzel bir sevgi ki sevdiğini düşünüyor.. çok beğendim sevgili Saniye, kutluyorum..
Ecrin der ki: “Anca böyle tuz basarsın yarana.”
Esmer, dilber, çöpsüz üzüm arama.
Dalında kuruyacak güller gibi sararma,
Ömür kısa yalvarırım “MUTLU OL”.
Ne güzel dilekler, üstelik bir ayrılığın ardından. Ne kadar sevgi dolu ve naif bir yürek sesi. Sevmek biraz da özveridir sözünü kanıtlar gibi.Kutlarım şiirinizi ve sizi Saniye hanım. Nicelerine..
Ask sevgi yadirir gonul ceker ahi
Sabahi bekler gozler cekerler butun gunahi
ktlarim on puan ile
Belki de yanılgı ve hatamız şudur; Hep ölümü kendilerimizden uzak zannederiz, bir türlü ölümün bir nefes kadar yakınımızda olduğunu üstümüze almayız. Ondandır belki bu hırçın ve dik başlılığımız, ondandır hep dünyaya ben deyişimiz. Ondandır bir şey hakkında bilgi sahibi olmadan ahkam kesmelerimiz... Oysa seven yüreklerde ne hırsa ne kine yer vardır ve sevgi ilen bakan gözler inanın ki hiç kötüyü ve çirkini görmez göremez. Kendi için düşündüğü ve istediğini karşısındakine de ister. Hele bu sevip o yüreğe taç ettiği kişi ise ona gelecek dertlerin bile kendisine gelmesini isteyecek kadar içten ve samimidir...Güzeldi...Şiirinizi kutluyorum Saniye hanım...
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta