Ruh eşim Mitanni'de yakıldığı için bana yazdığı kitapları okuyordum..
Sevdiği kadının soylu bir ailenin elinden alınışı yazıyordu özsözünde;
Ben yine de fazla uzatmadan bitişini okuyayım kitabın
''(M. Ö. 1384) Soysuz bir geceydi ve Tanrı bizden çok uzaktı, bize yardım edemeyecek kadar izlemeyi seçmişti, şimşirlerle dolu bir bahçede ayak seslerini duydum ilk, sonrası gökyüzünde asılı olan ayı utandıran yüzünü gördüm, beyaz bir elbise vardı üzeride ve aydınlık kendi kanında intihar etmişti, geldin ve gözyaşlarından akıttığın şarabı içtin ve bana uzattın, ölümü senin gözlerinde seveceğimi hiç düşünmemiştim sevgilim.''
Lütfen bana aşktan bahsederken, kaç kişinin gözlerine baktığınızı düşünün, hiçbiriniz ruhumda kimsesizleştirdiğim ben kadar güzel değildiniz..
Bu gece;
bir bedeni dirilttim ve oturup karşısında bir şişe romu devirdim, vivaldi koydum çıplak ellerimle pikapa ve aynama yansıyan yüzünle sevişirken adını unuttum sık sık, çünkü adın sana aitti, adın ne incil'de nede tevrat'ta geçiyordu..
Adın dedim ya,
bir cehennem kadar azap veriyordu ruhuma ve ruhum hangi yüzyılda böylesine küle dönüşmüştü hatırlamıyorum..
Bazen göğsümdeki benlerin, beni başka insana dönüştürüp, masallardan kaçan feminist bir tavşana dönüştürüyor..
Küçük çocuk, beni her zaman göğsümden severdi, benler oldum olsa Tanrı'nın güzel gülüşünün düşüşü olarak gördüm, hatta ölmeden önce öpmem için küçük bir kedi yavrusuna dönüştüm.. Sanki dünya çocuklarına sarılır gibi bakıyordun sen bana o an.. Bu yüzden masumiyeti ikinci boşalmada yaşıyorduk seninle..
Ama konumuz bu değildi Hestia;
Kendinden geçen ve değişimlere uğrayan yüzümün yansımanı bir tek ben izlemiyordum o gece..
Bar taburesinde yalnız değildim, sol ve sağ yanımda boştu, dipsiz bir boşluğa isim verememek kadar acı bir tadı vardı Romun, damaklarımı uyuşturan neydi böyle, ve bu ışık neden karanlıkla sevişmek istercesine aralıyordu bacaklarını bu gece!
Herkesin bu hayatta bir hiç uğruna yaşadığını fark ettim ansızın, linç edilmemek için benimle sevişmek isteyen sıraya girsin dedim aynadan yansıyan yüzüme..
Gözlerimdeki ışıklarla bir Tanrı yaratabilirdim, susadığım için hemen geçsin istedim boğazımda ki o vahşileşen açlık..
Ruhundaki bana ait olan fahişeden gözlerimi alamamam Hestia;
Tanrı'yı kıskandırsada bu pekte önemli değil, bu gece dedim ya bana dirilişinle kendi cehennemimdeki alevi dahada çok harlıyordum..
Sırtımdaki benleri fark ettiğin anda çıplak hissettim kendimi nedense, kimse bir başkasına ait değildir dedin, ait olan ölü olandır..
Biz canlı ve ölü olan hiçbir şeyi sevmemeliyiz dedikçe aklıma herkesin öykü karakteri gibi yaşamak isteyip, hiç duş alırken yalnız hissetmeyecek olması aklıma geliyordu..
Ve dedim ki,
Herkes birbirini sevecekse Tanrı neden kitap çıkardı peki o halde Hestia?
- Sustun..
İçimde ki peygamber tarafından ifşa edildim Tanrıya bu gece..
Bazı ülkelerde yaşamak anal seks gibidir, acına karşı zevk aldığın söylenir ve sen buna inanır, genişlersin Hestia..
- Dedim,
bana bakan diğer bar taburesindeki kadına..
Elimdeki kitabı süzdü ilk, kadehindeki romu yudumlayıp beni ciddi ciddi dinlemeye başladı..
- Yüzümü yüzüne dönüp, kokusunu sallandırdı ilk şahdamarımda ..
Ve devam ettim -
Bazen romandaki karakterlerle sevişmeyi severim.. Genelde çoğu erken boşalıyor, özellikle Stavrogin beni zorlamıştı, ne istediğini bilmiyor, sevişmiyor, sadece yatağa atınca , yeni doğmuş rakun gibi tekrar yok olmaya çalışıyordu..
Bunu sorduğumda ise romanın ortasında dahil olduğu için tüm her şeye karşı ilgisiz olduğunu söyledi, okuduğum kitaptan örneklerle konuşmamı sürdüren kadına, Sylvia Plath gibi benimle sevişir misin dediğimde tebessüm etti, erken boşalmaması için Ulysseus'i önerdim..
- Kadın, elindeki kadehi masaya bırakıp, hayatınızda bir başkasına inandığınız kadar Tanrı'ya inansaydınız, Havva Adem'i çoktan boşamıştı,
dedi..
Oysa ben, bir fahişenin cinsellikten aldığı zevk kadar seviyorum insanları dediğimde sustu kadın ve usulca yanımdan kalkıp barın çıkış kapısından çıkıp gitti..
Evet yine bir başıma ve olmadığım kadar huzur ve şefkat doluydu yüzüm, barmene seslendim ve bana %75 alkol oranı olan Absent getirmesini söyledim, sert olanı damarlarımın içinde dolaşması içindi bu ayin Hestia..
Sonrası ardı ardına shotlar sonrası yüzümü barın çıkış kapısına doğru çevirip, Tanrı varsa da, kapyı çalıp ancak içeri girebilir dedim aynadaki yüzüme ..
Dakikalarca boş boş duvara bakarak Dali'yi anlamak için tuvalete gidip dişlerimi fırçalayıp, Gala diye kedimi çağırdım..
O da uzun uzun bakıp, üst dudağını yaladı ve çıkıp gitti bar kapısından..
Bana baktığında ne görüyorsun Hestia?
Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi bir başka ödül
Gözlerini kapat içeriye adım at sadece..
Hayatından ne aldığımı tahmin et,
geri adım at,gözlerini aç..
- Gökhan Barış Pekşen
- Benim içeriye hissettiğim ağrı için seanslar
- 25022018
Kayıt Tarihi : 24.8.2018 15:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dakikalarca boş boş duvara bakarak Dali'yi anlamak için tuvalete gidip dişlerimi fırçalayıp, Gala diye kedimi çağırdım.. O da uzun uzun bakıp, üst dudağını yaladı ve çıkıp gitti bar kapısından..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!